Tarih/Saat: 6 Nisan 2016 Çarşamba, 22:36:26
Hükümete 6 Maddelik Çözüm Önerisi
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak düzenlenen bir basın toplantısıyla, dün gün Diyarbakır’da gerçekleştirilen ‘Kardeşlik Divanı’ ve Diyarbakır temaslarına ilişkin tespit ve değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaştı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak düzenlenen bir basın toplantısıyla, dün Diyarbakır’da gerçekleştirilen ‘Kardeşlik Divanı’ ve Diyarbakır temaslarına ilişkin tespit ve değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaştı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak'ın basın toplantısının satırbaşları;
Değerli basın mensupları Haftalık olağan basın toplantımıza hoş geldiniz. Cenabı Allah toplantımızı ülkemizin, İslam âleminin ve bütün insanlığın hayrına vesile kılsın.
DEĞERLİ ARKADAŞLAR…
Hepinizin malumu olduğu üzere, her Salı gerçekleştirdiğimiz Saadet Partisi başkanlık Divanı toplantımızı, dün Diyarbakır’da gerçekleştirdik. Diyarbakır ziyaretimiz boyunca oldukça verimli ve önemli buluşmaları gerçekleştirdik. Toplumun ortak mayasını, değerlerini temsil eden medreseleri ziyaret ettik. Bölgedeki din âlimleri, kanaat önderleriyle bir araya geldik. Olayların merkezinde yer alan Sur ilçemize gittik. Orada gerçekten asıl mağduriyeti yaşayan kesimlerden biri olan Sur esnafını dolaştık. Onların sorunlarını, beklentilerini, mağduriyetlerini dinledik. Yine akşam’da Diyarbakır’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldik. Uzun ama verimli müzakere ve istişarelerde bulunduk. Bütün bu temasların neticesinde, elde ettiğimiz tespit, değerlendirme ve önerilerimizi bir kez daha sizler aracılığıyla milletimizle paylaşmak istiyoruz. Ancak hemen şunu ifade edeyim ki, bölgedeki sorun, “bizden şu kadar gitti ama onlardan da şu kadar öldürdük” yaklaşımıyla çözülemez.
DEĞERLİ ARKADAŞLAR…
1. Diyarbakır’ın Sur dışındaki geniş bölümünde, mevcut durum sakin görülmekle birlikte gergin bir ortamın varlığı dikkat çekmektedir.
2. Ziyaret esnasında görüşülen tüm vatandaşların çatışma ortamından aşırı derecede bunaldığı ve çıkış yolu aradığı görülmektedir. Vatandaşlar PKK’nın sokaklarda açtığı hendek ve barikatlardan aşırı derecede rahatsız olmakla birlikte, devletin, “taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakılmayacak” yaklaşımından da çok rahatsızdır.
3. Çözüm sürecine tekrar dönülmesi hususu vatandaşların ortak talebi olarak öne çıkmaktadır. Ancak yeni çözüm sürecinin, sağlıklı, şeffaf ve toplumun bütün kesimlerinin yer aldığı yani kapalı kapılar arkasında değil, milletle beraber yürütülmesi gerektiğinde hem fikirdir.
4. Sur başta olmak üzere çatışmaların yoğun yaşandığı mahallelerin 1990’lı yıllarda yaşanan köy boşaltmalarından sonra göç ile oluşan mahalleler olduğu göze çarpmaktadır. Bu durum, meselenin sosyo-ekonomik boyutuna çok daha önem verilmesi zorunluluğunu ortaya koymaktadır.
5. Nüfusunun çok önemli bir kısmı genç olmasına karşın işsizlik oranlarının çok yüksek olması, üretime yönelik kamu yatırımlarının halen olmayışı önemli eksiklikler olarak görülmektedir.
6. Genelde bölge halkında özelde ise Diyarbakır’daki vatandaşlarımızda devlete karşı güven duyma sorunu göze çarpmaktadır.
7. Gerek iktidar partisi Ak Parti’nin, gerekse muhalefet partileri CHP, MHP ve HDP’nin kullandıkları çatışmacı dil vatandaşlar arasında huzursuzluklar çıkmasına zemin oluşturmaktadır. Bölgedeki halkın büyük çoğunluğunda, Hükümete de, HDP’ye de tepki vardır.
DEĞERLENDİRMELER VE ÖNERİLER
1- Acilen TBMM bünyesinde bir Araştırma Komisyonu kurulmalı, olaylar objektif bir şekilde araştırılmalıdır.
2- Silahlı mücadele elbette olacaktır, ancak meselenin çözümü için siyasal-sosyo-kültürel ve ekonomik adımların da atılması gerekmektedir.
3- Siyasetin acilen dilini düzeltmesi ve kutuplaşmadan vazgeçmesi gerekmektedir.
4- Vatandaşlar arasında en güçlü bağın dindarlık olmasından ötürü İslam faktörünün göz ardı edilemeyeceğinin bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle İslam kardeşliği vurgusu samimi olarak ifade edilmelidir.
5- Hızlı ve planlı kalkınma için, serbest piyasa anlayışı yerine, geçici süreyle de olsa yatırımları kamu üstlenmelidir. Devletin riske girmediği bir yerde özel sektörün riske girmesini beklemek ancak zaman kaybına neden olmaktadır. Bu ise terörün gelişimine zemin hazırlamaktadır.
6- Ne olursa olsun, çözüm süreci sürdürülmeli, ancak bunun muhtevası, yöntemi ve metodu değiştirilmelidir. Bölgede sadece bir grup ya da siyasi oluşum değil, bütün kesimler bu sürece dâhil edilmelidir.
SONUÇ
Türkiye, adına ister Güneydoğu sorunu diyelim isterse terör sorunu diyelim, tabularını yıkmalı ve bu sorunla yüzleşmelidir. Aksi durumda muhataplarının her geçen gün sosyolojik tabanını genişletmesi süreci devam edecek ve mesele çok daha içinden çıkılmaz hale gelecektir. İleri yaş kuşağına karşın özellikle genç kuşağın (10-40 yaş arası) devlet ve Türkiye toplumu ile ilgili bağlarının zayıfladığının fark edilmesi gerekmektedir.
Ülke bölünmesin diyenlerin duygusal bölünmelere engel olması gerekmektedir.
Bu düşüncelerle gerçekleştirilen Diyarbakır ziyaretlerimiz bölge halkının da tıpkı Saadet Partisi gibi düşündüğünü gözler önüne sermiştir. Heyetimize yakın ilgi gösteren vatandaşlarımız barış ve kardeşlik ortamının acilen tesis edilmesini beklemektedir.
Ziyaretlerimiz esnasında fark ettiğimiz iki temel durum bulunmaktadır. Bunlardan birincisi bölgenin çok gergin ve endişeli olduğudur, ikincisi ise acilen normalleşmeyi istediğidir.
Bölge halkı siyasi tercihini HDP’den yana kullandığı için yaşananlardan rahatsızlık duymuyor düşüncesi aldatıcı olacaktır. Aynı şekilde bölge halkı Türkiye’den ayrılmak gibi bir düşünceye de sahip değildir. Ancak bölge halkı devletin kurumlarına da güven duyamamaktadır. Bu nedenle bölgede sağduyu sahibi, uzlaştırıcı bir siyasi anlayışa ihtiyaç duyulmaktadır.