Kürd siyasi partilerin birlik arayışları Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde, Rojhilat’ta ve Türkiye’deki partilerin öncelikli gündem maddesi haline gelirken, HDP’nin “siyasette birlik” olamaya yönelik yaklaşımını HDP’li vekiller BasHaber’e değerlendirdi.
Kürd siyasetinde güç birliği ve alternatif arayışı
Büyük yıkımlarla nihayetlenen son çatışmalar ardından halkın partilere gelişen güvensizliği, ana akım Kürd siyaseti dışındaki çevrelerde birlik, birlikte davranma, ortak çatı veya alternatif olabilme arayışlarına neden oluyor.
Kitle tabanı olmayan, genellikle kadro hareketi şeklinde varlık gösteren, sokak eylemleri yapmayan, ciddi anlamda örgütlülüğünü tamamlayamamış ve programatik olarak birçok konuda benzeşen çok sayıda parti, örgüt ve çevrelerin PKK/HDP siyasetine eleştirileri ise dikkat çekiyor. Eleştirilere karşılık, Kürd Meselesi’nin çözümüne dair programlarına aldıkları önerileri oldukça benzer özellikler gösteriyor.
DTK Eş Başkanı Selma Irmak konuyla ilgili yönelttiğimiz sorulara cevap vereceğini bildirdiği halde sorularımızı yanıtsız bırakmış, HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen ise MYK kararları dışında kalan konuları konuşmak istemediği belirtmiştir.
“Kürd siyasetinde güç birliği ve alternatif arayışı” başlıklı dosyanın HDP’ye ayrılan bölümünde HDP Milletvekili Adem Geveri, HDP Milletvekili Altan Tan, HDP Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, HDP Milletvekili İmam Taşçıer’in görüşlerine yer verdik.
Ayrıca, Kürd siyasetinde birliği işleyen bu dosya haberde önümüzdeki günlerde Rojava, Rojhilat ve Başur’daki siyasetin durumu ve ittifak çabalarına dair gelişmeleri işleyeceğiz.
HDP’li vekiller birlik için ne düşünüyor?
Adem Geveri: Farklılıkların birleşmesi gerekmiyor
“Birleşmeleri gerekiyor mu? Bence gerekmiyor çünkü farklı dünya görüşlerine sahip ve ideolojileri farklı. Türkiye’de elliye yakın parti var. Kürdistan’da dört beş tane parti var. Bunun sorun olmaması lazım. Türkiye’de Kürd meselesinden dolayı böyle bir beklenti içinde olabilir kamuoyu, fakat Kürdler medeni bir toplum, herkesin dini, mezhebi, farklı ideolojik görüşleri var. Bundan kaynaklanan nedenlerle temsilcileri farklı eğilimlere doğru yöneliyor. Bunların bir kısmı biliyorsunuz ki eski tarihlerde kurulmuş partilerdir. Bana kalırsa bunun sorun olmaması lazım. Devletin Kürdler arasında yarattığı ciddi bir tahribat var. Böl, parçala, yık mantığı var. Maalesef bu durumlar birbirlerinden uzaklaştırıyor. Nasıl ki dokunulmazlıkların kaldırılmasında CHP, AKP, MHP birleştiyse, biz de iyi şeyler için bir araya gelebiliriz, ama kendi isteğimizle, kendi partimizle, siyasetimizle, ideolojik hassasiyetlerimizle, kimliğimizle ayrıca da elbette siyasal faaliyetlerimizi, çabalarımızı sürdürebiliriz.
“Kürdler kendi aralarında ideolojik olarak tabi ki farklı hassasiyetlerle siyasi refleksler içine girmiş bulunuyor. Ama şu anda Kürdistan’da mevcut HDP altında da aslında bu Kürd partileri birleşebilir eğer uzlaşabilirlerse. Fakat maalesef burada ana akım Kürd hareketi çok esnek çok yapıcı davranış içinde olmadığından dolayı doğalında diğer Kürd partilerini ikna edici neticede alamıyor. Ama bu farklı kadro hareketlerinin olmasını ben bir kaygı olarak görmüyorum asıl bunların ulusal müştereklerde anlaşmaması sıkıntı, ki bunlara maalesef devletin politikaları sebep oluyor. Özellikle de kimilerini birbirlerinden ayırarak maalesef bir araya gelmeleri yönünde engel oluyorlar. Şu anda resmi olarak üç tane parti Kürdistan ismi ile başvurduğu hâlde bunları yargıya havale ettiler. O yüzden bu partilerin bir araya gelmesi de çok bir şey değiştirmiyor. Şu anki devletin uygulamaları bu partilerin toplumsallaşmasına büyük engeldir.
“Ana akım Kürd hareketi dediğimiz şeyin HDP’yi var etme gerekçesi tamamen konjöktüreldir. Maalesef Türkiye’deki bu antidemokratik uygulamalar, uzun yıllardır süren şiddetin yarattığı travmalardan dolayı Kürd hareketi böyle bir yönelime başvurdu. HDP, çeşitli Kürd partileri tarafından Kürdistan davasından uzaklaşma olarak algılanıyor. Bana göre bu durum gerçek değil, ama maalesef ki Kürd hareketi bunu da anlatamadı. Aynı zamanda da bir uzlaşma da olmadı. Mevcut küçük Kürd siyaseti yapan partilerin haklı nedenleri olabilir ama bir bütün olarak doğru değildir. Eğer bir araya gelinirse emin olun aslında çok da farklı amaçlar güdülmediği anlaşılır. Fakat maalesef ana akım Kürd hareketinin desteklediği HDP ve DBP gibi partiler de, diğer partiler tarafından kolay kolay diyaloglara açık bırakılmıyor. Ve bütün bunları aşmanın da yolu bana göre Kürd partileri birleştirme noktasında zorlamak değil, herkesin kendi hürriyetiyle asgari müştereklerde birleşmesi en tabii olanıdır. Aksi takdirde bana göre demokrasiye aykırıdır.
“Birlik ihtiyacına duyulan talep iyi bir şeydir. Bu ihtiyacın var olması ve bunun karşılanma arzusunun olması iyi bir şeydir. Maalesef bu gerçekleşmedi diye bu mücadeleden vazgeçmemiz gerekmiyor. Biz de bunu anlatamıyoruz. Normalde elli yıldır Kürd siyaseti içerisinde sosyalist gelenek üzerinden siyaset yapan arkadaşlar var. Bunları mufazakar bir partiye nasıl mecbur kılabilirsiniz? Türkiye’de AKP, DHP, ANAP; bu partilerin bir araya gelmeleri, insanların iktidara ulaşması, iktidarın nimetlerinden faydalanması ve imkanları elinde tutma gayretidir. Bir dava hassasiyeti ile bir araya gelmiş insanlar değillerdir. Süreç içerisinde bu partilerin uzun soluklu eğilimde olmadığını görmekteyiz. Ortalama bir on yıllık süreçte varlıklarını sürdürebildiler. Halbuki şu anda ideolojik hassasiyetlerle Kürdistan’da siyaset yapan bazı partilerin de elli yıllık geçmişleri var, ama özgür olmadıkları için kendilerine ait bir statüleri olmadığı için bir iktidar mücadelesi içerisine giremiyorlar bu nedenle bu partilerin tabi ki daha üst seviyeye ulaşabilmeleri için ana akım Kürd hareketi ile bir araya gelmeleri en doğru olanıdır.
“Kürdistan özgür değil, özgürlüğünü elinden alan istilacı güçtür. Yani egemen Türk devletidir. Doğal olarak da gerek bu Türk devletinin bölgeye uyguladığı politikalar, gerek bu savaş hali, PKK ile devlet arasında sürmektedir. Ama maalesef devletin asli sorumluluğu var ortada. Bu ortadan kalkmadığı sürece demokratik siyaset, silahın gölgesindedir. Bu nedenle PKK’nin meşrulaştırdığı, dolaylı olarak desteklediği ana akım Kürd hareketi tabi ki başarılı olmaktadır. Bu sadece Kuzey Kürdistan için geçerli değil, Güney’de de Peşmerge'nin desteklediği partiler olmuştur.”
Altan Tan: Benmerkezci yaklaşımlar birliği engelliyor
“Kürdlerin kendi aralarındaki birliktelikleri çok önemlidir. Çünkü Kürdlerin içinde de diğer halklarda olduğu gibi farklı farklı düşüncelerde insanlar vardır, ideolojilerde, mezheplerde… Yani nasıl ki bir Alman’da, bir İngiliz’de sosyal-demokrat, liberal sosyalist, Hristiyan demokratlar varsa, Kürdlerinde içinde de farklı siyasi eğilimler var. Bu normaldir ama önemli olan Kürd halkının ortak çıkarı için haklarını elde etme noktasında; mesela bir anadilde eğitim talebinde, bir bölgesel yönetim talebinde, Kürdçenin kamusal alanda kullanılması, resmi dil olması ile ilgili taleplerde, bunların tamamının ortaklaşması lazım. Yani buralarda bir ortak siyaset ortaya konulması lazım. Bu Türkiye’deki Kürdler için geçerli olduğu gibi, Suriye ve Irak’taki Kürdler için de geçerli. Kürdistan’ın genelinde kendi meşru, demokratik hakları için ittifak kurmaları lazım. Bu elzem. Yani HDP’nin de bunu öncelemesi lazım.
“Kürd partilerinin birleşemiyor olmalarının en önemli sebebi ben-merkezci yaklaşımlarıdır. Yani siyasetin önündeki en büyük sıkıntı budur. Herkes kendi partisinin, kendi örgütünün çıkarını genel çıkarın önüne koyuyor. Esas temel sebep budur. Ve bunu sadece bir grup, bir parti yapmıyor. Genelinde bütün gruplar yapıyor, bütün partiler yapıyor.
“HDP’nin Türkiyelişme politikasının birliğe engel olduğu yönündeki eleştirilerine katılmıyorum. Yani Türkiyelileşme ile Kürdlerin kendi arasındaki birliktelik birbirlerine zıt şeyler değil. Yani siz hem Kürdler arasındaki ittifakı sağlarsınız, hem de Türkiye siyasetine müdahil olursunuz. Bunlar birbirine ters şeyler değil. Yani aynı anda yapılabilir bunlar.”