Evlilik; bir erkekle bir kadının Yüce dinimiz İslâm’ın gösterdiği şekilde meşrû bir nikâhla hayatlarını birleştirmeleridir. Eşref-i mahlükat olan insanın, neslinin devamı için şart olan evlilik, eşlerin bir ömrü beraber geçireceklerine dair birbirlerine verdikleri kuvvetli sözdür. Evlilik, kadın ve erkeğin; hür iradeleriyle şâhitler huzurunda icra edilen nikâhla tesis ettikleri ahlâkî ve hukukî sorumlulukları olan çok önemli bir kurumdur. Evet evlilik, ağır bir mîsak ve vebali büyük bir akittir…
Evlilikle kurulan âile, tarihin her döneminde insanın en güvenli sığınağı ve sosyal hayatın başlangıç noktası olmuştur. Bütün dinlerde evlilik kutsaldır. Zira evlilik; toplum hayatında düzeni, disiplini, huzur ve saadeti büyük ölçüde sağlayan bir müessesedir.
Yüce dinimiz İslam’da da, sağlıklı bir evlilik yapmak ve mutlu bir aile kurmak çok çok kıymetlidir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “Allah, sizin için kendi cinsinizden eşler yarattı; eşlerinizden de size evlatlar ve torunlar verdi. Sizi temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdı. Buna rağmen bazıları, asılsız şeylere inanıp, Allah’ın bunca nimetine karşı nankörlük mü ediyorlar?” (Nahl 71)
Evlilik, iki gönlün birleştiğinin, can yoldaşı ve hayat arkadaşı olduğunun ilanıdır. Eşler, nikâh akdiyle birbirine karşı; saygı, sevgi, sadakat, sabır, şefkat ve merhameti şiar edineceklerinin sözünü vermiş olurlar. Yine varlıkta ve yoklukta, kıvançta ve tasada, sevinçte ve hüzünde her daim birbirlerinin yanında olacaklarını taahhüt etmiş olurlar. Yüce dinimiz İslâm, evlilik kurumuna çok derin bir mânâ ve yüce bir ruh kazandırmıştır. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “O’nun varlığının delillerinden biri de, kendileriyle ülfet edip huzura ermeniz için size kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhameti var etmesidir. Şüphesiz bunda, iyi düşünen bir toplum için nice dersler ve ibretler vardır.” (Rum 21)
Yüce Dinimiz, sebepsiz yere bekâr kalmayı şiddetle yermekte; evliliği ise, çok teşvik ve tavsiye etmektedir. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:
“İçinizden evli olmayanları, köle ve câriyelerinizden de evliliğe müsait olanları evlendirin. Eğer onlar fakir iseler, Allah onları lutfuyla zengin eder. Çünkü Allah’ın lutf û keremi çok geniştir; O her şeyi hakkıyla bilir.” (Nur 32)
“Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı temiz ve güzel nimetleri kendinize haram kılmayın! Haddi de aşmayın; çünkü Allah haddi aşanları sevmez.” (Maide 87)
Evlilik mevzusu, sünnet-i seniyyede de çok geniş yer almıştır. Konuyla alakalı hadis-i şeriflerde şöyle buyurulmaktadır:
“Evlenin, çoğalın! Çünkü ben, (kıyâmet günü) diğer ümmetlere karşı sizin (çokluğunuzla) iftihar edeceğim!” (Beyhakî)
“En fazîletli şefaatlerden (aracılıklardan) biri, evlilik hususunda iki kişiye aracı ve yardımcı olmaktır.” (İbn-i Mâce)
“Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimle amel etmezse, benden değildir. Evlenin! Zira ben, diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim. Kimin maddî imkânı varsa, hemen evlensin. Kim maddî imkân bulamazsa, nafile oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için şehveti kırıcıdır.” (İbn-i Mace)
“Üç şeyi geciktirmeyin. Vakti gelince namazı, hazır olunca cenâzeyi ve denk birini bulunca bekârı evlendirmeyi.” (Tirmizî)
“Ey gençler! Sizden evlenmeye güç yetirenler evlensin!” (Buhari)
“Kendisi için evlenmek kolay olduğu hâlde evlenmeyen kişi, benden değildir.” (Beyhaki)
Evliliğin maddî ve manevî faydaları çoktur. Evlilik, yukarıda da geçtiği gibi insan soyunu devam ettiren, eşlerin iffetlerini muhafaza eden, hürmet ve saygınlıklarını güvence altına alan emniyetli bir melce ve her türlü tehdide karşı sağlam bir kalkandır. Evlilik; şahsiyetli, temiz, nezih ve sağlıklı bir neslin; güçlü bir toplumun, sağlam bir geleceğin temeli ve teminatıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Kişi evlendiği zaman, dininin yarısını tamamlamış olur. Geriye kalan yarısı için de Allah’a karşı gelmekten sakınsın!” (Mecmeu’z-zevaid)
“Dünya (fayda sağlayan) bir meta’dan ibarettir. Onun en hayırlı metaı ise, sâliha (dini bütün) kadındır.” (Müslim)
Mehmet Can Hoca