Onlardan biri de Mehmed Âkif Ersoy'un başyazarı olduğu ve daha sonra Sebilürreşad adıyla devam edecek olan haftalık Sıratımüstakim mecmuasıdır. Elbette bu tarif ve tespit, Sırat-ı Müstakim'den önceki gazete ve dergilerimizin gayr-ı İslamî olduğu anlamına gelmiyor. Sadece Sıratımüstakim ile Sebilürreşad'ın bütün konularının İslam odaklı olduğu kastedilmektedir. 1950'lerden önce ve sonra kurulan ve yine kitleleri etkileyen dergiler arasında İslam, Hilâl, Büyük Doğu, İslam'ın İlk Emri Oku ve Fetih gibi neşriyat da bulunuyor.
İlk 8 cildi çıktı
Sıratımüstakim'in birinci devresi olarak kabul edilen zaman dilimi, 1908-1925 yılları arasıdır. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e, yakın tarihimizin önemli belgelerinden biri kabul edilen mecmuanın tıpkı basımını Bağcılar Belediyesi yayımlıyor. İlk sekiz cildi neşredilen mecmuanın 641 sayısının günümüz Türkçesine çevrileceğini ve 25 cilt halinde kütüphanelere kazandırılacağını sevinçle öğrenmiş bulunuyoruz. Mecmua, kendisini “Dinî, felsefî, ilmî, edebî haftalık mecmûa-i İslâmiyye” olarak tanıtıyor. Hakikaten Sıratımüstakim, yakın tarihimizin en önemli ve ciddi yayın organı özelliğine sahip. İlk sayısında Âkif'in “Fatih Camii” şiiri yayımlanmış. Âdeta Türkiye'deki bütün İslamî dergiler, Sıratımüstakim paltosundan çıkmıştır.
Ebul Âlâ ve Eşref Edib
Sıratımüstakim'in ilk sayısı, Meşrutiyet'in 23 Temmuz 1908 tarihine ilanından 35 gün sonra 27 Ağustos 1908 Perşembe günü İstanbulda yayımlandı. Kurucuları ve imtiyaz sahipleri olarak iki isim öne çıkıyor: Ebulula Mardin ve Eşref Edib Fergan. Derginin ilk elli sayısında Ebulula, sonraki sayılarda Eşref Edib aynı zamanda mesul müdür olarak görev almış. Âkif'in şaheseri Safahat'taki hemen hemen bütün şiirlerinin burada neşredildiğini görüyoruz. Âkif ayrıca her sayıya tercümeler ve yazılar vermiş. Öyle ki Âkif ve Sıratımüstakim birlikte anılır olmuş. Ebulula Mardin, 7. cildin sonunda dergiden ayrılınca 8. cildin ilk nüshası, 8 Mart 1912 tarihinde ve adıyla Sebilürreşad basılır. Dergi 183. sayıdan itibaren Eşref Edib, Mehmed Âkif ve diğer yazarlarla birlikte yoluna devam eder. Sıratımüstakim toplam 58 sene 42 cilt, 1107 sayı ve 12 bin sayfa olarak kültür hayatımıza kazandırılmıştır. Dergide işlenen konular arasında tefsir, hadis, felsefe, eğitim, terbiye, tarih ve edebiyat da olmuştur.
Mudelil bir tavır
Yarım yüzyıl boyunca devrin fikir dünyasını etkileyen mecmuada kaleme alınan yazılar, çok çeşitlidir. İlmî, fikrî, siyasî yazıların yoğun şekilde yer aldığı dergide Avrupa, Rusya, Hindastan ve dünyanın muhtelif ülkelerinde cereyan eden hadiseler, Müslümanların yaşadığı sıkıntılar okuyucu ile paylaşılmıştır. “Muhalif, fakat daima mutedil bir tavır” sahibi olduğu belirtilen derginin yatıştırıcı, birleştirici rolü olduğu kesin. Bilhassa benzer değerlere sahip olan aydınların aynı çatı altında toplanması sağlanarak büyük bir başarıya da imza atılmıştır. Partilerüstü çizgisini koruyan ama her zaman hak ve hakikatın yanında duran dergi, İttihat ve Terakki idarecileri tarafından kapatılmıştır. Çeşitli baskı ve sansürleri gören dergi, 1916 ekimiyle 1918 temmuzu arasında neşriyatına ara vermiş, sonra da baskılara dayanamayarak tamamen kapanmıştır. Derginin yanısıra İslam Türk Ansiklodepisi de bir buçuk cilt 74 fasikül ve 1182 sayfa hâlinde kültür hayatımıza kazandırılmıştır.
İstiklal Harbi'ne destek
Sık sık kapatılan ve yazarları yargılanan dergi, 1948-1966 yılları arasında da günümüz Türkçesi ile 362 sayı daha yayımlandı. Milli Mücadele döneminde önemli rol oynayan mecmuada Mehmet Âkif, başta Zağaos Paşa ve Kastamonu Nasrullah Camileri olmak üzere farklı yerlerde milletimizi İstiklâl Harbi'ne destek vermeye çağırdı. Vaazları mecmuada yayımlandı. Bu vaazlar, Mehmetçiğin savaştığı cepheler başta olmak üzere ülkenin dört bir tarafına ulaştırıldı. Sebilürreşad, Anadolu insanının manevi ve moral gücünü artırırken, savaşın kazanılmasına olan inancı da perçinledi. Ersoy'un en önemli eseri Safahat'ı teşkil edecek bütün şiirleri, ilk sayıdan başlayarak Sıratımüstakim'de yer almıştır. Derginin ilk çıktığı 1908'den kapatıldığı 1925 tarihine kadarki devirde Âkif'in yanısıra Eşref Edib, İsmail Hakkı İzmirli ve Babanzâde Ahmet Naim gibi isimler yazar kadrosu içinde yer almışlar ve fikir mücadelelerinde görev üstlenmişlerdir.
İslam alemine yayıldı
Eşref Edib, mecmuanın yayımlanış gayesini ve ortaya çıkış hikâyesini şöyle anlatıyor:
“İşte İslam davası... Sebilürreşad'ın yarım asırdır takip ettiği dava budur. Murızlar esas çarpışma sahası da budur. Bu itibarla Sebilürreşad'ı, alelade bir mecmuadan ziyade, İslam'dan ve milli ruhtan uzaklaşma hareketi karşısında mevki alan İslamî milli bir müessese telakki ve kabul etmek daha doğru olur.
Hele İslâma karşı dil uzatanlar hakkında mecmuamız,hiç müsâmaakâr olmayaraklâzım gelen ilmî cevapları vermiş, İslâm dininin müdafaasına kanatlarını germiş, her türlü tehlikelere göğüs gererek, yapılan taarruzları bertaraf etmeğe çalışmıştır. Bu itibarla Sıratı müstakim/Sebilürreşad, memleketimizde ve bütün İslâm dünyasında mümtaz bir mevki ihrâz etmiş, yüksek bir otorite olmuş, çok geniş mikyasda yayılmış, hemen her müsmüman hanesine girmiştir.”
Babıâli alt üst oldu
Sıratımüstakim hakkında Eşref Edib'in kanaatlerini ve düşüncelerini okumaya devam ediyoruz: “İlk çıktığı günlerin heyecanını hiç unutmuyorum. Yıllarca hasretini çektiğimiz hürriyet güneşi doğar doğmaz matbaalara koştuk. Sıratımüstakim unvanıyla ilk nüshamız çıkınca Babıâli alt üst oldu. Müvezzilerin ‘Sıratımüstakim Sıratımüstakim' âvâzeleri caddeleri kapladı. 24 saat sürmedi, on binlerce nüshası yağma oldu. Tekrar bastık, yine bitti. Arkasından ikinci nüshası yetişti. Memleketin her tarafından telgraflar yağmaya başladı. Matbaalar gece gündüz çalıştığı halde yetiştiremez oldular. Az zamanda İşkodra'dan Bağdad'a ve Yemen'e kadar bütün memleket Sıratımüstakim'le doldu ve bütün İslâm dünyasına taşmaya başladı. Büyük âlimlerin, kudretli üstadların eserleriyle, kıymetli şiirleriyle Sıratümastakim en birinci mecmua halini aldı. Hele Âkif'in şiirleri bütün gönüllere öyle heyecanlar verdi ki...”
Mecmuda kimler vardı?
Eşref Edib Fergan, derginin 50. yıldönümü münasebetiyle kaleme aldığı uzun yazıda mecmuanın neşredilmesi sırasında desteğini esirmeyen ve yazılarıyla katkıda bulunan bütün dostlarını saygıyla anar ve Sıratımüstakim/Sebilürreşad yazarlarına teşekkür eder. Fergan, 50'nci sene münasebetiyle Cenab-ı Hakka hamdeder, yazı arkadaşlarını ve okuyucularını selâmlar. Eşref Edib'in bu yazısında adını andığı kişiler şunlardır:
Manastırlı İsmail Hakkı, Şeyhülislam Musa Kâzım, Mehmed Âkif Ersoy,
Bereketzâde İsmail Hakkı, Kâmil Miras, İzmirli İsmail Hakkı, Ahmed Naim, Ebulula Mardin, Ferid Kam, Şeyhülislam Mustafa Sabri, Elmalılı Mehmed Hamid Yazır, Mahmud Es'ad, Fatin Gökmen, Mardinîzâde Ârif, Şeyhülislâm Haydarîzade İbrahim, Mehmed Ali Aynî, Halim Sabit, Ahmet Hamdi Aksekili, Kemâlzâde Ali Ekrem, Bursalı Mehmed Tahir (Tahir'ül Mevlevî), Mahmud Yazır, Yusuf Ziya Çağlı, Naim Hâzım, Ahmed Nazmi, Muharrem Feyzi Tugay, Abdürreşid İbrahim, Ağaoğlu Ahmed, Yusuf Akçura, Ayaz İshakî, Alay Müftüsü Mehmed Fahreddin, Ispartalı Hakkı, Mehmed Şevket, Halil Hâlid, Debistân-ı İrâniyan Müdürü Mehmed Tevfik, Süreyya Saltuk, Resulzâde Emin, Ömer Rıza Doğrul, Yakub Kırımlı.
Büyük bir hizmetti
Eşref Edib, yazısının sonunda mecmuaya yazı yazan ve Hakka yürüyen bütün kalem erbabını rahmetle yâd eder ve ruhlarına Fatihalar hediye eder.
Sıratımüstakim/Sebilürreşad mecmuasının kültür hayatımıza kazandırılması büyük bir hizmet olmuştur. Yakın geçmişi daha iyi ve doğru değerlendirmek için vesika değerinde olan böyle neşriyata büyük ihtiyaç vardır. Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ile Belediyenin diğer yetkililere ve başta Ertuğrul Düzdağ ve Mustafa Uzun olmak üzere eserin ortaya çıkmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu hizmetleri ve emekleri hiçbir zaman unutulmayacaktır. Bu vesile ile başta Mehmed Âkif ve Eşref Edib olmak üzere mecmuada yazı yazan bütün kalem ehlini rahmetle, minnet ve şükran hisleriyle yâd ediyorum. (Mehmet Nuri Yardım)