timberland outlet polos lacoste mbt baratos nike roshe run ghd outlet hollister madrid nike outlet nike huarache joyas pandora Gafas ray ban ray ban baratas ralph lauren espa?a gafas oakley nike sb baratas new balance baratas nike free baratas boligrafos montblanc air jordan ireland new balance ireland

timberland outlet polos lacoste mbt baratos nike roshe run ghd outlet hollister madrid nike outlet nike huarache joyas pandora Gafas ray ban ray ban baratas ralph lauren espa?a gafas oakley nike sb baratas new balance baratas nike free baratas boligrafos montblanc air jordan ireland new balance ireland

20 Nisan 2024 Cumartesi
04:12
Düşünce   Önceki Haber     |     Sonraki Haber       |      ANA SAYFA
Hızlı Yazdır! Hızlı Yazdır        
Yazı boyutunu:    

Tarih/Saat: 27 Nisan 2016 Çarşamba, 22:30:11

Kazâ ve Kadere Nasıl İnanmalıyız?

Kazâ ve kadere iman, Allahü teâlânın sonsuz ilim, irade ve kudretine inanmaktır. Başka bir deyişle Allahü teâlânın bu sıfatlarına inanan kimse, kazâ ve kadere de inanmış olur. (Mehmet Can)

Buna göre kazâ ve kadere iman etmek; “iyi-kötü, hayır-şer, tatlı-acı ve faydalı-zararlı meydana gelmiş ve gelecek her ne varsa, hepsinin Allahü teâlânın ilmi, iradesi ve kudreti ile meydana geldiğine inanmaktır.”

Allahü teâlâ ezelde, her ne olursa olsun; meydana gelecek şeylerin nerede, ne zaman ve ne şekilde olacağını ilmi ve iradesi ile tayin etmiştir ki buna ‘kaza’ denir. Zamanı geldikçe, bunları tayin edilen mekânda ve şekilde kudretiyle yaratır ki, buna da ‘kader’ denir. Buna kulların iradî (ihtiyarî) fiilleri de dahildir. Yani kulların serbest iradeleriyle yaptıkları işleri de Allahü teâlâ yaratır, çünkü ondan başka yaratıcı yoktur.

İrade-i Cüz’iyye ve Sorumluluk

İrade, kişinin bir işi gerçekleştirmeyi istemesi, ona yönelmesi olup zıddı kerahet yani istememektir.
İnsan, yapacağı işi önce irade eder; yani ister, seçer, tercih eder, sonra yapar. Dolayısıyla insan, yaptığı işi mecbur olduğu için değil, kendi iradesi, isteği, seçimi ve tercihi ile yapar. İstemediği şeyi de bilinçli olarak kendi iradesiyle yapmaz. Fakat insanın bu iradesi mahluk olup; zayıf, dar ve sınırlıdır. Eğer kulun bu cüz’î iradesi, yaratılmış olmasaydı, insanın kendi fiillerinin yaratıcısı olması gerekirdi. Bu ise, “Her şeyi yaratan Allah’tır,” (Ra’d 16) ayeti kerimesinin ortaya koyduğu gerçeğe aykırıdır.

Allahü teâlâ ise, mutlak irade sahibidir ve O’nun iradesi; insanın iradesi dahil olmak üzere her şeyi kuşatmıştır. Hiçbir şey, O’nun mutlak iradesinin dışında değildir. O’nun irade etmediği bir şeyi yapması düşünülemeyeceği gibi, onun irâdesi olmadan herhangi bir şeyin meydana gelmesi de asla mümkün değildir.
Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Allah dilediğini yapandır.” (Hud  107)
“Rabb’in dilediğini yaratır ve seçer; irâde, serbestlik onların değil (Allah’ındır). Allah yücedir ve onların ortak koştukları şeylerden uzaktır.” (Kasas 68)
“O, her dilediğini mutlaka yapandır.” (Buruc  16)
“O yaptıklarından sorumlu değildir. Onlar ise sorumlu tutulacaklardır.”(Enbiya 23)

Bunun içindir ki Allah’ın iradesine ‘irade-i külliyye’, (kapsamlı ve kuşatıcı irade) insanın iradesine de ‘irade-i cüz’iyye’ (az ve sınırlı irade) denilmiştir.
İnsan, herşey gibi günahları da kendi istek ve arzusu ile seçer, Allahü teâlâ da yaratır. Allahü teâlâ -haşa- zorla günah işletmez. İnsanın kendi hür iradesiyle seçtiği kötülüklere de -imtihan gereği- genellikle mâni olmaz. Şayet Allahü teâlâ, insanların kötülüklerine engel olsaydı, insanların işlerine müdahale etmiş olur ve insanlar da birer robot sayılırdı, iyi ile kötü belli olmazdı.

Allahü teâlâ, insanları günah ve sevab işleyecek vasıfta yaratmıştır. Dileseydi, insanı da melek gibi yaratır, o zaman insan da günah işlemezdi. İnsana, irade-i cüz’iyye vermiş, günah ve sevab işlemekte serbest bırakmıştır. Kul, serbest bırakılmasaydı, sual ve hesab da olmazdı. Bu durum, aynı zamanda Allah’ın adalet ve hikmetine de aykırı düşerdi. Bir yerde yükümlülük varsa, tabii olarak orada irade de söz konusu olacaktır. Kul iradesinde serbest olunca, iyilik yaparsa mükâfatını, kötülük yaparsa cezasını çekecektir. Bu durum, imtihanın gereğidir. İnsan, yapmak zorunda kaldığı işten ise hiç sorumlu değildir.

Buna göre Allahü teâlânın ezelde, kulunun bütün fiillerini bilmesi ve bunları Levhi’l-mahfuz’a yazması, kulun irade ve seçimi üzerinde zorlayıcı değildir. İnsanlar, alınyazılarını bilmezler ve kendi hür iradeleriyle hareket ederler. Bir başka ifa¬deyle, Allahü teâlâ bildiği için ve yazdığı için belli işleri yapmıyoruz. Bilakis Allahü teâlâ ezelde, hür irademizle ne yapa-cağımızı bildiği için yazmıştır. ‘Kaza’, Allahü teâlânın ezelî ilmi ve bilmesidir, zorla yaptırması değildir.

Takvimlere, bir sene içinde güneşin ne zaman doğup, ne zaman batacağı hesaplanarak yazılır. Güneş de takvimde bildirilen saatlerde doğup batar. Güneş, takvime öyle yazıldığı için bu saatlerde doğup batmaz. Takvime yazılması, güneşin doğmasına ve batmasına tesir etmez. (Mehmet Can)

   manahaber.com

 

   manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden
   sorumlu değildir.

 

Paylaş :

Diğer Haberler
Erkeğin, Hanımına Karşı Görevleri...
İslam'da Zekâtın Yeri ve Önemi!..
Allahü Teâlâdan Başka Yaratıcı Yoktur!..
Kaza ve Kadere İmanın Mahiyeti
Âhirete İnanmayanın Vay Haline
Mesuliyetimiz Büyük, Daha Çok Çalışmalıyız!..
Rızkı Artıran, Ömrü Uzatan ve Hayatı Cennete Çeviren Bir İş!..
Müslüman Şahsiyetin En Temel Özelliği: Halîm Olmak
Kuran-ı Kerim En Büyük Mucizedir
Tasavvuf İlmi Neden Gereklidir?
Müslüman Mütevazı Olmalıdır...
Müslümanın Karakteristik Bir Vasfı: Hilim
Dinin Tarifi ve Mahiyeti
İslamda Hilmin Yeri ve Önemi
Kurban Hakkında Bilinmesi Gereken Bazı Hükümler
Arefe Gününün Fazileti Büyüktür
Din Nedir?
Müsamaha Medeniyeti...
Orucun Fayda ve Hikmetleri
Kadir Gecesi'nin Fazileti
BİRAZ EDEP YAHU
Mümin Her Zaman Tedbirli Olmalıdır
İman Hakkında Ne Biliyoruz?
Güler Yüzlü-Tatlı Sözlü Olabilmek
Mübarek Gün ve Gecelerin Fazileti
Büyük Zatların Huyu: TEENNİ
Birarada Yaşamanın Sigortası: İTİDAL
Tevhid'in Önemli Beş Delili!..
Kur’ân-ı Kerim En Büyük Mucizedir!..
Müslümanın İçi de Dışı da Temizdir!..
Kıyametin Küçük Alametleri
Din Nedir Bilir misin?
İnsanın Yaradılış Gayesi?..
Müminin Alamet-i Farikası!
Kuran-ı Kerim En Büyük Bir Mucizedir
  YAZARLAR
  GAZETE 1. SAYFALAR
  ÖNE ÇIKANLAR
  TARİHTE BUGÜN
22 Nisan 1920
İtilaf Devletleri, Osmanlı Hükümeti'ni Paris Barış Konferansı'na davet etti. ...
22 Nisan 1925
Ticaret ve Sanayi Odalarının kurulmasını öngören kanun kabul edildi. ...
22 Nisan 1930
Ankara'da Sanayi Kongresi toplandı. ...
22 Nisan 1933
Osmanlı Duyun-u Umumiye İdaresi (genel dış borçlar) arasında imzalanan ...
 
  SON DAKİKA
» Deprem sonrası yeni önlem: Altın ithalatı durduruldu
» Depremde vefat edenlerin sayısı giderek artıyor!..
» Erkeğin, Hanımına Karşı Görevleri...
» Tarihî Harran Ulu Camii 8 Asır Sonra İbadete Açılıyor!..
» Siirt Fıstığı İçin Müthiş Tesis!..
» Ayasofya'da Gıyabî Cenaze Namazı Kılındı!..
» 31 yıllık Acı: Halepçe!..
» İslam'da Zekâtın Yeri ve Önemi!..
» Almanlar: Müslüman Başbakanı Tartışıyor
» Çamlıca Camii'nde İlk Ezan Okundu
» İmran Han: Keşmir Sorununu Çözen Nobel'e layıktır!..
» İstanbul Havalimanı’nda 16 Bin Kişiye İş Fırsatı!
» Çamlıca Camii'nde İlk Ezan Ne Zaman?
» İslam ve Müslümanlar Arasındaki Çelişki
» Kaza ve Kadere İmanın Mahiyeti
  PARA PİYASALARI
    Alış Satış
  USD %
  EUR %
  HAVA DURUMU
İstanbul /
Ankara /
İzmir /
  NAMAZ VAKİTLERİ
 
  GÜNÜN FOTOĞRAFI    Hepsini gör
  HARİTA

Haritayı Daha Büyük Görüntüle
  SON 24 SAAT
Copyright © 2008 - MANA HABER. Her Hakkı Saklıdır.  
manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.
Sitemizde yayınlanan yazı, resim, grafik, ses ve görüntüler, ancak izin alındıktan sonra, kaynak gösterilerek ve link verilerek yayımlanabilir.