Kyoto Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Yasushi Tonaga, aynı zamanda üniversitenin İslâm Araştırmaları Merkezi’nde araştırmacı olarak görev yapıyor ve en büyük hedeflerinden birini, İslamofobi’ye karşı Japon halkını bilinçlendirmek olarak açıklıyor.

Prof. Dr. Tonaga, Japonya’da “İslamofobi/ İslâm korkusu” olup olmadığıyla ilgili bir soruyu şöyle cevaplandırmış: “Japonya’da İslamofobi Avrupa ya da Amerika’ya nazaran çok yüksek değil. Zaten Japonların İslâm hakkındaki genel bilgileri de oldukça az. Zaten ben birkaç çeşit İslâm olduğunu düşünüyorum. Biri çok terör odaklı radikal İslâm. Ama Türkiye’deki geleneksel İslâm bu tarz bir İslâm’dan çok farklı. Çünkü sufizm ve tarikat geleneği başka. İşte bu merkezde sufizme dayalı Türk İslâm örneğiyle İslâm’ın asıl yüzünü göstermek istiyorum. Merkezimizde genel Japon toplumunu İslâm’ın diğer yüzü, yani sufi İslâm’ı hakkında bilgilendirmeyi başarabilirsek, onlar da İslâm’ı farklı bir ışık altında görmüş olacaklar ve belki de İslâm’ın güncel imajını değiştirmede bir katkımız olacaktır.” (Konuşan: Balçiçek İlter, Haber Türk g., 28 Mart 2016)

“Türk öğrencilerin ve akademisyenlerin de Kyoto Üniversitesi’ne gelip seminer vermelerini çok isterim” diyen Prof. Dr. Tonaga, araştırma yapmak isteyen öğrencilerini genellikle Türkiye’ye gönderdiğini de ifade etmiş.

Demek ki İslâmın doğru anlaşılması ve anlatılması sadece İslâm ülkelerinde yaşayanlar için değil, bütün insanlık için bir ihtiyaç. 

Japon profesörün, “Japon toplumunu İslâm’ın diğer yüzü (...) hakkında bilgilendirmeyi başarabilirsek, (...) belki de İslâm’ın güncel imajını değiştirmede bir katkımız olacaktır” demesi bu ihtiyacı ortaya koymuş oluyor. Bütün dünyada ‘İslâm korkusu’nu yayanların maksadı, “doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu” gölgelemektir. Tartışmanın temelinde bu mücadele vardır. Onlar insanları İslâmdan korkutmaya çalıştıkça, İslâm dünyası ve Müslümanlar “doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu” ortaya koyacak çalışmalara daha fazla ağırlık vermek durumundadır. 

Gerek Japonya’da ve gerek dünyanın başka ülkelerinden bu yöndeki çalışmaların çoğalıyor olması; önümüzdeki günler ve yıllar için ümitvar olmak gerektiğini gösteriyor. Japon ilim adamının farklı ifadelerle ortaya koyduğu bu tesbitler, Risale-i Nur eserlerinde ısrarla tekrar edilen “doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu” her zaman ve her yerde anlatmak gerektiğini ispatlar.

“İslâm korkusu”nu bertaraf etmek isteyenler bunu akılda tutmalı.