BRE GAFİL! İSRAİL İLE ABD EHL-İ SÜNNET Mİ?

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, mezhepçilik fitnesine dikkat çekerek, uyarılarda bulundu. Kamalak, son aylarda ümmetin arasına mezhep fitnesini yerleştirmek isteyen gafiller olduğunu söyledi.

Kamalak, “İsrail ülkemizin kuyusunu kazmaya çalışıyor. BOP adı altında ülkemiz de parçalanacak ülkeler listesinde. Çevremizdeki ülkelerde durum ortada. Biz ise BOP eş başkanıyız. Aklımız almıyor. Ama bakıyoruz, İslam aleminde mezhepçilik hortlatılıyor. Hepimizin Rabbi, Peygamberi, Kitabı aynı olmasına karşın ayrı ve gayrıyız. ‘Ama o Ehl-i Sünnet değil’ diyorlar. Senin ülkeni bölüp parçalamak isteyen, daha önce de bölüp parçalayanlar Ehl-i Sünnet öyle mi? Erbakan Hocamızın dediği gibi, ‘şuursuz cihad’ olmayacağına göre milletimizi uyarmak bize düşüyor” diyerek tepki gösterdi.

KAMALAK:  İSLAM ALEMİ ŞOKTA OLDUĞUNUN FARKINDA DEĞİl

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, konuşmasının ilk bölümünü Otadoğu’da cereyan eden hazin olaylara ve Türkiye’de yaşanan gelişmelere ayırdı.  “Şair diyor ki, ‘bir biz değil bütün alem perişan” diyerek konuşmasına başlayan Kamalak, “Ümitsizlik elbette bizde yoktur. İman ile yeis bir kalpte durmaz. Her zorluk bir çözümü de kendiliğinden getirir. Karşılaştığımız güçlükler ancak ve ancak sevabımızın artmasına vesile olur. Türkiye ve İslam alemi zor bir dönemden geçiyor. Bu bir gerçek” dedi.

Kamalak, dünyadaki ekonomik adaletsizliğin her geçen gün arttığını söyleyerek, “Dünyanın en zengin 62 kişisinin serveti, 3 milyar 600 milyon insanın gelirine eşitmiş. Dünya nüfusunun yüzde 1’nin elde ettiği pay, yüzde 99’nun elde ettiği paya eşittir. Bu neyin sonucu. Adaletsizliğin sonucu şüphesiz ki… Böylesine adaletsiz bir sistemi sürdürmek isteyenler, Irkçı Siyonizm’in temsilcileridir. Böyle gitsin mi bu… Hayır böyle gitmemeli. Sömürü sistemi sebebiyle dünyanın 60 bölgesinde ya bir iç çatışma ya da bir iç savaş vardır. Son on yılda 250 milyon çocuk savaşlar ve çatışmalarda hayatını kaybetmiştir. Her gece 1 milyar insan aç yatmaktadır” diyerek sömürü çarkını anlattı.

İSLAM ÜLKELERİNİ İŞBİRLİKÇİLER YÖNETİYOR

Üçüncü şokun etkisinin neden hale geçmediğine ilişkin ise Kamalak, “Yöneticilerin tavrı ve halkın kendi inançlarından şüphe eder duruma düşmüş olmalarıdır. Yüz yıl önce sadece üç İslam ülkesi bağımsızlık kazandı. Ancak zamanla ya kendi adamlarını bu ülkelerin başına geçirdiler ya da Batı hayranı olanlar yetiştirildi. Bunun son örneği Mısır’da yaşandı. Demokrasi havarisi kesilen Batı, Mursi yerine kendi adamları olan Sisi’yi getirdiler.  Tıpkı ülkemizde olduğu gibi. Cumhuriyet tarihinin en başaralı hükümeti olan Refah-Yol hükümetini devirenler yerine kendi işbirlikçilerini getirdiler” diyerek gözden kaçırılmaya çalışılan bir hususu gündeme taşıdı.

3’ÜNCÜ BELAYI DA YOK EDECEĞİZ

“İslam alemi tarihinde dış kaynaklı olarak 3 büyük facia yaşamıştır” diyen Kamalak bunların ilkinin Haçlı seferi olduğunu, ikincisinin Moğol istilası olduğunu ve sonuncusunun da Osmanlı’nın yıkılışının olduğunu söyledi. Kamalak, “İlk ikisini ümmetin evlatları omuz omuza vererek, Haçlı ve Moğol’un çekirge sürülerini geri püskürttü ve yok etti. Bunların hepsi bizim değil onların kaynaklarında yazıyor. Graham Fuller kitabında ‘Haçlı rahipleri fetva verdi Müslümanların etinin yenilmesi için’ diyor. Bu faciayı Selahatin Eyyubi sonlandırdı. Moğol istilası da Osmanlı sayesinde def edildi. Son saldırı ve baskın yüzyıldır sürüyor. Halen kendimize gelemedik. Bugün Osmanlı coğrafyası üzerinde 64 devlet vardır. Devletimiz dağıldı, paramparça olduk. Aradan bir asır geçmesine rağmen halen kendimize gelemiyoruz. O şoku atlatmadık.  Şoka girmiş olan insanlar şokta olduklarının bilincinde midirler. Onu bilemiyoruz.  Biz ayık olduğumuzu sanıyoruz, acaba gerçekten kendimize geldik mi! Gerçekten şoktan kurtulduk mu! Çanakkale şehitleri kalksa, ‘Biz siz Haçlı Birliği’ne giresiniz diye mi şehit olduk’ deseler  acaba torunlarının cevabı ne olur?” dedi.

BRE GAFİL İSRAİL, ABD EHL-İ SÜNNET Mİ!

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, konuşmasının son kısmında ise mezhepçilik fitnesine dikkat çekerek, uyarılarda bulundu. Son aylarda ümmetin arasına mezhep fitnesinin yerleştirmek isteyen gafiller olduğunu aktaran Kamalak, “İsrail ülkemizin kuyusunu kazmaya çalışıyor. BOP projesi adı altında ülkemiz de parçalanacak ülkeler listesinde. Çevremizdeki ülkelerde durum ortada. Biz ise BOP eş başkanıyız. Aklımız almıyor. Ama bakıyoruz, İslam aleminde mezhepçilik hortlatılıyor. Hepimizin Rabbi, Peygamberi, Kitabı bir olmasına karşın ayrı ve gayrıyız. ‘Ama o Ehl-i Sünnet değil’ diyorlar. Senin ülkeni bölüp parçalamak isteyen, daha önce de bölüp parçalayanlar Ehl-i Sünnet öyle mi. Erbakan Hocamızın dediği gibi ‘şuursuz cihad’ olmayacağına göre milletimizi uyarmak bize düşüyor” diyerek tepki gösterdi. Kamalak, öğretmenlerin manevi büyük bir sorumluluk altında olduğunu da aktararak, “Hakkın olmadığı bir yerde Batıl’ın içindekilerin de kıvrandığını görüyoruz. Biz inanıyoruz ki ‘İslamsız saadet olmaz. Cihatsız İslam olmaz. Şuursuz cihat olmaz’. Hocamız bu öğütleri bize vermişti.  Bu anlamda ÖĞDER’imize çok büyük görevler düşmekte. Aziz milletimizin evlatlarını şuurlandırmak siz değerli Hocalarımıza düşmektedir.  Eğer yüzyıl sonrasını düşünüyorsak, o zaman insan yetiştirmek bizim için bir sorumluluk bir görev. Biz çağlar sonrasını dahi düşünmek zorundayız. Göreviniz zordur bir takım zorluklarla elbette karşılaşacaksınız ancak bu zorluklar sadece bizim gücümüzü artırır” diyerek eğitim kurumlarının önemine de değindi.

İKİ SINIF İNSAN BOZULURSA ÜMMET FESADA BOĞULUR

Din-Bir-Der Genel Başkanı Muhittin Yıldırım, “İki sınıf insan bozulursa ümmet fesada boğulur. Bunlardan ilki alimler. Hocalar ve öğretmenler olarak bunlar da ayrılır. Eğer bunlar bozulursa ön teker nereden gidiyorsa, arka teker de oradan gidiyor. Hocalar ile öğretmenler bozulunca, ülke bozuluyor, gençler bozuluyor, gelecek tahrip ediliyor” dedi.

Din-Bir-Der Genel Başkanı Muhittin Yıldırım ise konuşmasında önemli bir detaya dikkat çekti. Yıldırım, “İki sınıf insan bozulursa ümmet fesada boğulur. Bunlardan ilki alimler. Hocalar ve öğretmenler olarak bunlarda ayrılır. Eğer bunlar bozulursa ön teker nereden gidiyorsa, arka tekerden oradan gidiyor. Hocalar ile öğretmenler bozulunca, ülke bozuluyor, gençler bozuluyor, gelecek tahrip ediliyor” dedi. Yıldırım, konuşmasının devamında ise sağlıklı bir eğitim sistemi olmadığından ülkenin büyük sorunlara muzdarip olduğunu belirterek,  “Ülkemizde bu gün sağlıklı bir eğitim olsaydı, hapishanelerde 176 bin mahkum olur muydu. Bir ranzada neredeyse iki kişi yatıyor. 29 bin insanımız cinayetten mahkum. 14 bin kişi tecavüzden mahkum. Ayrıca bir de haram lokma konusu var. Haram lokma yiyen bir milletin evlatlarını siz istediğiniz kadar eğitin. Çünkü sistem faiz sistemi. Önce o haram sistemini yok etmeliyiz. İyiliği emredip, kötülükten alı koysun hepimizin üzerinde bir görev olarak duruyor” uyarısını yaptı.

BU DÜNYA DÜZENİ DEĞİŞMELİ

Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkanı Salih Turhan, çarpık olan dünya düzenine değinerek, bu sistematiğin değişmesi gerektiğine işaret etti. Turhan, “Bugün Müslüman olsun ya da olmasın insanların ekseriyeti mevcut dünya düzeninin baskı ve tahakkümü altında yaşam savaşı vermektedir. Para yukarıdan aşağıya doğru hareket etmiyor, aşağıdan yukarı doğru hareket ediyor” şeklinde konuştu.

Turhan: Bu dünya düzeni değişmeli

Türkiye’nin en büyük ve Dünyanın ise en önemli gençlik hareketi olan Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkanı Salih Turhan ise konuşmasında çarpık olan dünya düzenine değinerek, bu sistematiğin değişmesi gerektiğine işaret etti. Turhan, “Bugün Müslüman olsun ya da olmasın insanların ekseriyeti mevcut dünya düzeninin baskı ve tahakkümü altında yaşam savaşı vermektedir. Dünyanın en zengin 62 kişisinin toplam serveti 1 trilyon 760 milyar dolar. Bu rakam dünyanın en yoksul %50’sinin serveti kadar. Yani en zengin 62 kişi dünya nüfusunun yarısı kadar servete sahip. Mevcut dünya düzeni zengini daha zengin yapmak üzere kurulmuş. Para yukarıdan aşağıya doğru hareket ermiyor, aşağıdan yukarı doğru hareket ediyor. Her 7 kişiden biri her gece aç yatıyor. Her 6 saniyede bir, 1 çocuk açlık nedeniyle ölüyor” diye gerçekleri aktardı.

BU İNANÇ DEĞERLERİ ÖĞRETİLMELİ

Turhan,  “Şimdi biz bu mevcut sömürü düzeninden insanlığın çıkmasını, yeni bir dünyanın kurulmasını istiyoruz” diyerek inanç temellerini üzerine şu sözleri kaydetti:  “Bizim anlayışımıza göre insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır. Biz insanı rakip olarak görmüyoruz. Bizim anlayışımıza göre yoldaki bir taşı kaldırmak iyi insan olmanın ilk şartıdır. Zayıf bırakılmış çocukları, kadınları ve erkekleri korumak için gayret etmek üzerimize vazifedir. Bizim anlayışımıza göre komşusu açken tok yatmak kabul edilmez. Ekmek paylaşıldıkça azalmaz, bereketlenir. Sadaka, zekât ve bütün infaklar eksiltmez artırır. Bizim anlayışımıza göre kaynaklar sınırsız ve fakat insanın ihtiyaçları sınırlıdır. Bizim anlayışımıza göre seçilmiş ırk yoktur. Türk, Kürt, Arap, Fars, Rum, Ermeni hepsi peygamber torunudur, hepsi Allah’ın kullarıdır”

ÖĞRETMENLER, PEYGAMBER AHLAKINI KUŞANMALI

Turhan, konuşmasının son kısmında ise öğretmenlere çağrıda bulunarak, toplumun Peygamber ahlakı kuşanmış öğretmenlere ihtiyacı olduğunu söyledi. Turhan, “Toplumun Peygamber ahlakını kuşanmış öğretmenlere ihtiyacı vardır ve fakat her şeyden önce öğretmenlerimizin de kendi kurtuluşları için Peygamber ahlakını kuşanmaya ihtiyaçları vardır. Çünkü hem bu ülkenin hem de dünyanın ahlakı önceleyen bir harekete ihtiyacı vardır. Sermayeyi insandan daha değerli bulan hiçbir sitem yeryüzüne adalet, barış ve huzur getiremez. Genç nesil sekülerleştirilmiş ve İslam’dan uzaklaştırılmıştır. Aileler çözülme noktasına gelmiş, cinnet kronikleşmiştir. Boşanma oranları artmıştır. Sevgiye ve merhamete hasret büyüyen çocuklar kendilerini uyuşturucunun ve terör örgütlerinin kucağında bulmuşlardır. Tespihin ipi kopmuş, taneleri dağılmıştır. Şimdi yeniden yoksulu doyurmak için, yetimi kucaklamak için, yarları sarmak için, barış ve kardeşliği tesis için Milli Görüş’e ihtiyaç vardır” açıklamasında bulundu.

ÖĞRETMENLER, OTOMOBİL YERİNE ÖĞRENCİLERİNİ KONUŞMALI

AGD Genel Başkanı Turhan, bu yolda hareketin iki güzide kurumu olarak çalışma yürüttüklerini ifade ederek önemli bir hususu aktardı. Turhan, “Anadolu Gençlik Derneğimiz de Şuurlu Öğretmenler Derneğimiz de yeryüzünde iyinin, güzelin, doğrunun, faydalının ve adaletin tesisi için gayret eden Milli Görüş Hareketinin mensubu iki güzide kuruluşumuzdur. Konut fiyatları ve otomobil markaları konuşulan öğretmenler odasına rağmen bir eğitimci için Şuurlu Öğretmenler Derneği mensubu olmak en büyük nimetlerdendir. Öğretmenlerimizin kendilerine emanet edilen her bir gencin kurtuluşuna vesile olabilme gayreti en şerefli gayrettir” diye konuştu.

NAMAZ KILANDA, KILMAYAN DA BİZİM GENCİMİZ

ODTÜ’deki mescid gerilimine ilişkin de konuşan Turhan, “ODTÜ’de bir mescit krizi yaşandı. Bazı öğrenciler, namaz kılmaya çalışan gençlere saldırdı. YÖK ise hemen ODTÜ’ye daha büyük bir camii yaparız’ gibi ifadelerle yaklaştılar. Ancak unutulmaması gereken bir nokta var ki, namaz kılanda, kılmayan da bizim gencimizdir. YÖK, namaz kılmayan gençleri nasıl namaz kılmaya yöneltirim yerine, onları kutuplaştırmayı sürdürdü. Ancak bu noktada oradaki bütün öğrenciler bizim gençlerimizdir, şeklinde hareket edilmesi gerekir” dedi.

EN BÜYÜK BEŞ YARDIM KURULUŞUNDAN BİRİYİZ

Cansuyu Derneği Genel Başkanı Mustafa Köylü,  Türkiye’deki en büyük beş yardım kuruluşu içinde yer aldıklarını aktardı. Köylü, şu ana kadar 1400’ün üzerinde su kuyusu açtıklarını binlerce yetime ise her ay sahip çıktıklarını belirterek, Suriye’li mültecilere de kucak açtıklarını söyledi.

KÖYLÜ:  MACERACILIĞA SOYUNMADAN YARDIM YAPIYORUZ

Cansuyu Derneği Genel Başkanı Mustafa Köylü,  Cansuyu olarak Türkiye’deki en büyük beş yardım kuruluşu içinde yer aldıkların aktararak, çalışmalar hakkında kısa bilgiler aktardı. Köylü, şu ana kadar 1400’ün üzerinde su kuyusu açtıklarını binlerce yetime ise her ay sahip çıktıklarını belirterek, Suriye’li mültecilere de kucak açtıklarını söyledi. Köylü, “Son günlerde Güneydoğu Anadolu’dan iç göç başladı. Evlerini, barklarını terk edip, savaştan kaçan kardeşlerimiz var. Onlara da yardımlar ulaştırmaya gayret ediyoruz. Açları doyurmaya, çıplakları giydirmeye gayret ediyoruz. Tüm bunları yaparken, bir vakar içerisinde, maceracılığa soyunmadan, başımız dik alnımız ak adam gibi yürümeye çalışıyoruz. İstiyoruz ki, saman alevi gibi parlayıp sönmesin, inşallah gelecek asırlarda da hayır hizmetlerini yapmaya devam etsin” dedi.

TERÖR SORUNU EĞİTİMLE ÇÖZÜLÜR

Programın açılışını yapan ÖĞDER Genel Başkanı Hamdi Sürücü,  toplumun geleceğinin gençler olduğunu aktararak, “Eğer gençler salih nesiller olarak yetişiyorsa geleceğimiz kurtulur. Eğer bunu başaramıyorsak geleceğimizden endişe etmeliyiz”  dedi.

SÜRÜCÜ, “Terör sorunu ise ancak ve ancak eğitim sisteminin düzelmesi ile çözülür” uyarısını yaptı. “Yeni br dünyayı ancak inanan insanlar başarır” diyen Hamdi Sürücü şunları kaydetti: “Dünyayı yeniden adaletle tanıştıracak olan bizleriz. Biz ise ‘besmele’ temelli bir medeniyetin bugünkü temsilcileriyiz. Yeniden ihtişamlı günlere ulaşmak için salih nesiller yetiştirmek zorundayız. Milli Görüş’ün adil dünya düzenine katkı sağlamak temel görevimizdir.”

ERBAKAN HOCAMIZIN ÇIKIŞI TARİHİDİR

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Batı’-nın iki yüzyıldır kan ve gözyaşına sebep olan sistemine değinerek, bu sistemin değişime ihtiyacı olduğunu söyledi. Selvi, “Böyle bir dönemde Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın çıkışı tarihidir. İnsanlığın yaşadığı buhranı görüp, ondan nasıl çıkılacağını ilişkin kafa yorarak, bir çığır açmıştır” dedi.

Ümitsizliğe yer yok, düne göre bugün daha iyiyiz,

Eğitim sisteminin değişimi için herkese büyük görevler düştüğünü de aktaran Selvi, “İçinde bulunduğunuz yapıların hepsinin fikri altyapısının temeli asla unutulmaması ve o çizginin amacı gerçekleştirmek için yürümesi gerekir. Elbette bir değişim içindeyiz, ama bu değişimin öncüleri kimler olacak, bizler olacağız. Üzerimize düşen görevi yerine getirmek suretiyle bu dönüşümü gerçekleştireceğiz. Bunun için öğretmenler önemlidir.  Müfredatıyla, hepimiz eğitimdeki değişimin temel aktörü olmalıyız. Burada rol almalıyız, problemlere çözüm yolları da ortaya koymalıyız.

Ümitsizliğe yer yok, düne göre bugün daha iyiyiz, yarınlara daha güçlü gideceğiz” dedi.

Şuurlu Öğretmenler Derneği’nin (ÖĞDER) düzenlediği ‘Yeni bir dünya için Şuurlu Öğretmenler, Salih Nesiller’ başlıklı iki günlük kampı dün geniş bir katılımla başladı.  Ankara Büyük Anadolu Otel’de düzenlenen programa ÖĞDER’in şube temsilcilikleri, yönetimleri ile eğitim camiasının önemli isimleri ve çok sayıda eğitimci iştirak etti.

SÜRÜCÜ:  TERÖR SORUNU EĞİTİMLE ÇÖZÜLÜR

Programın açılışını yapan ÖĞDER Genel Başkanı Hamdi Sürücü,  toplumun geleceğinin gençler olduğunu aktararak, “Eğer gençler Salih nesiller olarak yetişiyorsa geleceğimiz kurtulur. Eğer bunu başaramıyorsak ise geleceğimizden endişe etmeliyiz. Gençlerimize doğruyu, adaleti ve faydalıyı öğretmek zorundayız. Bundan başka çaremiz de yoktur. Terör sorunu ise ancak ve ancak eğitim sisteminin düzelmesi ile çözülür” uyarısını yaptı. “Yeni bir dünyayı ancak inanan insanlar başarır” diyen Sürücü şunları kaydetti: “Dünyayı yeniden adaletle tanıştıracak olan bizleriz. Biz ise ‘besmele’ temelli bir medeniyetin bugünkü temsilcileriyiz. Yeniden ihtişamlı günlere ulaşmak için Salihli nesiller yetiştirmek zorundayız. Milli Görüş’ün adil dünya düzenine katkı sağlamak temel görevimizdir” Sürücü, Türkiye’nin zor günler yaşadığına da değinerek, “Biz ülkesine sahip çıkacak gençler yetiştirmeliyiz. Ancak ülkemizde bu gün bazı şeyler pek de iyi gitmiyor. Asgari ücrete zam yapıldı. Ancak, asgari ücretin zamsız hali ile zamlı hali arasında 33  ekmek fark var. Bu nasıl bir ekonomi bu nasıl bir iyileştirme takdirlerinize bırakıyorum.  Dün çözüm süreci idi, şimdi ise terör oldu. Dün ne istediniz de vermedik idi, şimdi ise paralel oldu, dikey oldu. Bunlar yukarda yaşanırken aşağıda toplumu birbirinden ayıran ölçüler haline geliyor” diye konuştu.

CUMHURBAŞKANIMIZA SESLENİYORUM

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen günlerde eksikliklerinden söz ettiği eğitim sistemi ilgili ise Sürücü, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir açıklaması oldu, ‘Teknolojide bir başarı sağladık ama eksiklikler var’ dedikleri şeye biz eğitimin manevi ayağı diyoruz. Son iki yüzyıldır Batı’dan bize dayatılan eğitim düzeltilmedi, içeriğine dokunulmadı. Müfredatlar o günden bu güne aynı. On beş yıldır binalar yapıldı, derslikler kuruldu. Fakat bunların hiçbirisi eğitimin kalitesini artırmak için yeterli değil. Eğitimin kalitesi müfredatın kalitesi ile doğru orantılıdır. Sınıflardaki öğrenci sayısı düşürüldü ancak, sınıfa giren öğretmenin o öğrenciye ne anlattığıdır. Biz bu konuda değişiklikler bekliyoruz” diyerek seslendi.

SELVİ: ERBAKAN TARİHİ BİR ÇIĞIR AÇTI

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi’de konuşmasında Batı’nın iki yüzyıldır kan ve gözyaşına sebep olan sistemine değinerek, bu sistemin değişime ihtiyacı olduğunu söyledi. Selvi, “Batılıların insanlığa sunduklarına baktığımız zaman iki yüzyıl boyunca en kanlı savaşlar olmuş, açlık ve sefalet her yerde ortaya çıkmıştır. Bir dönüşüm ve değişime ihtiyaç vardır. İnsanlık tarihini yeniden yorumlamalı. Peygamberlerin hareket noktalarıyla, yol gösterecek kaynaklarla ortaya koyabilme imkanına sahibiz. Peygamberin yolunun yolcuları olanlar, insanlığa, yani materyalizme karşı yeni bir şey sunabilmeli ki insanlık yeni bir çıkış yolu bulabilsin” dedi.   Selvi, Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın bu konuda tarihi bir çığır açtığını aktararak, “Böyle bir dönemde Erbakan Hocamız’ın çıkışı tarihidir. ‘Herkes bir siyasi çalışma yapıyor, biz de yapalım’ diye başlatılmış bir siyasi hareket değil. ‘Herkesin bir grubu var, biz de kuralım’ diyerek başlatılmış bir hareket değil. İnsanlığın yaşadığı buhranı görüp, ondan nasıl çıkılacağını ilişkin kafa yorarak, bir çığır açmıştır. Bu çığır legal yolarla nasıl mücadele edileceğini de ortaya koymuştur. ‘Fikri ortaya koymak yetmez, bu fikri nasıl hayata hakim kılacağız ve şer odaklarını nasıl def edeceğiz’ diyerek onu bir mücadele ortamına taşımalıyız. Bugün hayra olan ne varsa ya fikren ya da doğrudan katkısı vardır. Sürecini başlatmıştır” diyerek bir gerçeği ortaya koydu.