timberland outlet polos lacoste mbt baratos nike roshe run ghd outlet hollister madrid nike outlet nike huarache joyas pandora Gafas ray ban ray ban baratas ralph lauren espa?a gafas oakley nike sb baratas new balance baratas nike free baratas boligrafos montblanc air jordan ireland new balance ireland

timberland outlet polos lacoste mbt baratos nike roshe run ghd outlet hollister madrid nike outlet nike huarache joyas pandora Gafas ray ban ray ban baratas ralph lauren espa?a gafas oakley nike sb baratas new balance baratas nike free baratas boligrafos montblanc air jordan ireland new balance ireland

29 Mart 2024 Cuma
19:02
Düşünce   Önceki Haber     |     Sonraki Haber       |      ANA SAYFA
Hızlı Yazdır! Hızlı Yazdır        
Yazı boyutunu:    

Tarih/Saat: 15 Kasım 2015 Pazar, 00:12:44

Dengesini Kaybetmiş Hoşgörü

Bugün Müslümanların haline nazar edildiğinde, hoşgörü veya hoşgörüsüzlük noktasında iki uçların yaşanması gibi bir dengesizlik hâli kendini göstermektedir.

Yani kendi dindaşını tekfire varan şekilde itham veya Allah’ın düşmanlarına muhabbet ve hoşgörülü bir şekilde kucak açan bir dengesizlik haline rastlamaktayız. Ehl-i imana karşı olabildiğince sert, ehl-i dünyaya, kâfirlere veya fasıklara karşı olabildiğince yumuşak tavırlar.

Bu dengesiz tavırların altında aslında itikadî olarak sapmalar ve bazı kaymaların olduğu açıktır. Zira Cenâb-ı Hakk’ın ahlâkıyla ahlâklanmak celâl ve cemal dengesini kurmayı netice verecektir. Bu noktadaki zaaf, celâl lehinde veya cemal lehinde iki uçlarda duygular taşımaya sebep olacaktır.

Kur’ân ahlâkı üzere yaşamaktaki zaaflar veya Sünnet-i Seniyyeye ittibâdaki gevşeklikler, insanlarla olan iletişimdeki dengesizlikleri netice vermiştir. Yani hoşgörünün gerektiği yerde hoşgörü, hoşgörülmemesi gereken yerde de tavır koymak yüksek bir ahlâktır.

Konunun bir başka veçhesinden de bahsetmek istiyorum. Bu da hoşgörünün gösterilmesi gereken kişilere yani ehl-i imana olan hoşgörünün ayarının bozulmasıdır. Nemelâzımcılığa veya mümaşaata (hoş geçinmeye) giydirilen kılıf olan hoşgörü içtimaî hayatı zehirleyen bir durumdur.

Kur’ân-ı Kerîm iyiliğin ve kötülüğün ne olduğunu tanımlamıştır. Bu ölçüyü kişiler kendi nefislerine göre değiştirir, kötülüğe hiçbir şey yokmuş gibi sessiz kalır ise, işte bunun adı hoşgörü değildir.

Kişi kendi zaaflarından ve zayıflıklarından kaynaklı olarak veya çaresizlikten veya menfaatten dolayı hoşgörülü oluyorsa bu daha da dibe vurmuş bir ahlâksızlık olacaktır.

İnsanın bedeninde oluşan bir hastalığı tedavi ettirmemesi nasıl hoşgörü olarak değerlendirilmiyorsa, içtimaî hayatın hastalanmasına zemin hazırlayan kötülüklere, günahlara vurdumduymazlık, nemelâzımcılık da hoşgörü olarak adlandırılmaz.

Fasit ve fasık eylemlerin eleştirisini yapmak, doğrunun ve yanlışın ne olduğunu anlatmak her Müslümanın görevi olduğuna göre, bu görevi yerine getirmemeye hoşgörü ismi takmak büyük veballeri getirecektir.

İnsanların inançlarına, düşüncelerine, hoşgörülü olmak ayrıdır; onların eylemine, başkasına zarar veren günahlarına hoşgörülü olmak ayrıdır. Buradaki hoşgörü kişinin kendi ahlâkî seviyesinden de haber verir.

Günahkârın eylemi kınanmalı ve cezalandırılmalıdır. Nefsimize karşı suç işleyeni affetmek erdemdir. Lâkin topluma, şahs-ı manevîye yanlış yapanları hazm-ı nefs etmeye hiç kimsenin hakkı ve haddi yoktur.

Bizim hoşgörü anlayışımızın temeli Kur’ân’dır. Kin ve öfke besleyemeyiz, hatta bizi sevmeyenlere dahi iyilik isteriz, lâkin kötü eylemleri eleştirir, engellemeye çalışır, lütufla ıslâhına uğraşırız.

Evet, hoşgörülü olmak demek, münkerata sessiz kalmak değildir. Ehl-i imanın birbirine hoşgörüsünün içinde karışmamak, mümaşaat etmek değil boynundaki akrebi göstermek, lütufla ıslâhına çalışmak, hakperestliği nefisperestliğe tercih etmek ve duâ etmek vardır.

Yoksa nemelâzımcılık veya mümaşaat, tecavüz etmeyen ehl-i dalâlete, kâfire karşı gösterilecek tavırdır.

Konuyla alâkalı İbn-i Mes’ud’dan rivayet edilen şu hadis-i şerif çok manidardır: “Sizden öncekilerde biri, günah işlediğinde diğeri onu men eder azarlardı. Ertesi günde de sanki onu dün günah işlerken görmemişçesine onunla oturur birlikte yer, içerdi. Bunu gören Allah bunların kalplerini birbirine benzetti. Sonra onlara Davud’un ve İsa’nın diliyle lânet etti. Muhammed’in canını elinde tutan Allah’a yemin ederim ki iyiliği emreder, kötülükten nehyeder, sefih ve zalimin zulmünü engeller ve onu hakka çevirir, hak üzerinde durursunuz ya da Allah kalplerinizi birbirine benzetir, sonra sizi de onları lânetlediği gibi lânetler.”

Evet, hadis-i şerifte, günahı nehyedip azarlayan, ancak ertesi günü hiç günah işlememiş gibi o kimseyle oturup kalkan kişinin hoşgörüsünden (!) bahsediliyor. Oysa bizim bugünkü durumumuz bundan daha da kötüdür. Zira günahları nehyetmeyi, münkeratı def etmeyi bile nemelâzımcılıkla yapmadığımız gibi buna bir de hoşgörü kılıfı takıp kötülüklerin yayılmasına zemin hazırlamaktayız.

Hasılı; bugün bazı Müslümanların sergilediği veya telkin ettiği tutum hoşgörü değil, dilsiz şeytanlıktan başka bir şey değildir.(Yasemin YAŞAR)

   Yeni Asya

 

   manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden
   sorumlu değildir.

 

Paylaş :

Diğer Haberler
Erkeğin, Hanımına Karşı Görevleri...
İslam'da Zekâtın Yeri ve Önemi!..
Allahü Teâlâdan Başka Yaratıcı Yoktur!..
Kaza ve Kadere İmanın Mahiyeti
Âhirete İnanmayanın Vay Haline
Mesuliyetimiz Büyük, Daha Çok Çalışmalıyız!..
Rızkı Artıran, Ömrü Uzatan ve Hayatı Cennete Çeviren Bir İş!..
Müslüman Şahsiyetin En Temel Özelliği: Halîm Olmak
Kuran-ı Kerim En Büyük Mucizedir
Tasavvuf İlmi Neden Gereklidir?
Müslüman Mütevazı Olmalıdır...
Müslümanın Karakteristik Bir Vasfı: Hilim
Dinin Tarifi ve Mahiyeti
İslamda Hilmin Yeri ve Önemi
Kurban Hakkında Bilinmesi Gereken Bazı Hükümler
Arefe Gününün Fazileti Büyüktür
Din Nedir?
Müsamaha Medeniyeti...
Orucun Fayda ve Hikmetleri
Kadir Gecesi'nin Fazileti
BİRAZ EDEP YAHU
Mümin Her Zaman Tedbirli Olmalıdır
İman Hakkında Ne Biliyoruz?
Güler Yüzlü-Tatlı Sözlü Olabilmek
Mübarek Gün ve Gecelerin Fazileti
Büyük Zatların Huyu: TEENNİ
Birarada Yaşamanın Sigortası: İTİDAL
Tevhid'in Önemli Beş Delili!..
Kur’ân-ı Kerim En Büyük Mucizedir!..
Müslümanın İçi de Dışı da Temizdir!..
Kıyametin Küçük Alametleri
Din Nedir Bilir misin?
İnsanın Yaradılış Gayesi?..
Müminin Alamet-i Farikası!
Kuran-ı Kerim En Büyük Bir Mucizedir
  YAZARLAR
  GAZETE 1. SAYFALAR
  ÖNE ÇIKANLAR
  TARİHTE BUGÜN
29 Mart 1903
Marconi telsiziyle, Londra-New York arasında düzenli haber akışı başladı. ...
29 Mart 1903
Van'da meydana gelen depremde 860 kişi hayatını kaybetti. ...
29 Mart 1975
Türk Havayolları'nın sermayesi 1 milyar liraya çıkarıldı. ...
29 Mart 1991
İstanbul'da ekmek ilk kez 1000 lira sınırına ulaştı. ...
 
  SON DAKİKA
» Deprem sonrası yeni önlem: Altın ithalatı durduruldu
» Depremde vefat edenlerin sayısı giderek artıyor!..
» Erkeğin, Hanımına Karşı Görevleri...
» Tarihî Harran Ulu Camii 8 Asır Sonra İbadete Açılıyor!..
» Siirt Fıstığı İçin Müthiş Tesis!..
» Ayasofya'da Gıyabî Cenaze Namazı Kılındı!..
» 31 yıllık Acı: Halepçe!..
» İslam'da Zekâtın Yeri ve Önemi!..
» Almanlar: Müslüman Başbakanı Tartışıyor
» Çamlıca Camii'nde İlk Ezan Okundu
» İmran Han: Keşmir Sorununu Çözen Nobel'e layıktır!..
» İstanbul Havalimanı’nda 16 Bin Kişiye İş Fırsatı!
» Çamlıca Camii'nde İlk Ezan Ne Zaman?
» İslam ve Müslümanlar Arasındaki Çelişki
» Kaza ve Kadere İmanın Mahiyeti
  PARA PİYASALARI
    Alış Satış
  USD %
  EUR %
  HAVA DURUMU
İstanbul /
Ankara /
İzmir /
  NAMAZ VAKİTLERİ
 
  GÜNÜN FOTOĞRAFI    Hepsini gör
  HARİTA

Haritayı Daha Büyük Görüntüle
  SON 24 SAAT
Copyright © 2008 - MANA HABER. Her Hakkı Saklıdır.  
manahaber.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.
Sitemizde yayınlanan yazı, resim, grafik, ses ve görüntüler, ancak izin alındıktan sonra, kaynak gösterilerek ve link verilerek yayımlanabilir.