Dünyanın çeşitli ülkelerine dağılan Kafkas halklarının temsilcilerininim katıldığı konferanstaKonferansta Katar'dan Ahmet El Hawari, Belçika'dan Danilbek Edilkhanov, Ürdün'den Dr. Osama el-Shishani, Gürcistan'dan Gela Khamaladze ve Dağıstan'dan Şamil Magomedov Kamiloviç sunum yaptı. 21 Mayıs 1864'te, gerçek anlamda bir soykırım yaşandığını ifade eden İMKANDER Genel Başkanı Murat Özer"Talebimiz, 21 Mayıs 1864'ün, 'Büyük felaket yılı' ilan edilmesi ve Kafkas soykırımının tanınmasıdır" dedi.
DURSUN ALİ BULUT
Dünyanın çeşitli ülkelerine dağılan Çeçen, Çerkez, Dağıstanlı, Tatar ve Türk asıllı Kafkas halklarının temsilcileri, Çerkez sürgününün 150. yılı nedeniyle İstanbul’da düzenlenen "2. Uluslararası Kafkasya Konferansı"nda bir araya geldi. Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan Konferansta açılış konuşması yapan İMKANDER Genel Başkanı Murat Özer, 21 Mayıs 1864'te, gerçek anlamda bir soykırım yaşandığını ifade ederek, bu tarihten itibaren Kafkas halklarının dünyanın farklı bölgelerine dağılmak zorunda kaldığını belirtti. Özer, Kafkas haklarının büyük bir soykırım yaşadığını belirterek, "Talebimiz, 21 Mayıs 1864'ün, dünya çevreleri ve dünyaya yön veren devletler tarafından 'Büyük felaket yılı' ilan edilmesi ve Kafkas soykırımının tanınmasıdır" dedi.
KADINLARIMIZA VE ÇOCUKLARIMIZA YAŞAM HAKKI TANIMADILAR
Konferansa Katar’dan katılan Ahmet el Havari, Rusya’nın Kafkasya’daki İşgal ve terör politikaları hakkında yaptığı konuşmada, Kafkas halklarının 150 yıldır Rus zulmü altında ezildiğini ve Rusya’nın Kafkas halklarına karşı büyük suçlar işlediğini belirtti. Havari, “ Rusya Kafkasya’da kadınlarımıza çocuklarımıza yaşam hakkı tanımamıştır. Onları kesmiş, biçmiş ve katletmiştir. Bunu tarih kitaplarından da görebilirsiniz. Kafkas halkları geçen bu süreçte 4 milyon şehit vermiştir. Ruslar sadece Kafkas halklarını katletmekle kalmadı aynı zamanda dinimizi, kültürü de kökünden yok etmeye kalktılar. Fakat Kafkas halkları buna karşı koymayı canları pahasına başardılar. Ve bir gün bile teslim olmayı düşünmediler” dedi.
DEDELERİMİZİN GÖNÜLLERİ KAFKASYA’DA KALDI
Konferansa Ürdün’den katılan Çeçen asıllı Dr. Osman el Shishani ise, geçtiğimiz 150 yılda soykırıma uğrayan, sürgüne gönderilen Kafkas halkları olarak her şeye rağmen bizi burada bir araya getiren inancımızdır dinimizdir. Hala yıkılmaz bir ruha sahip olduklarını ve bunun kendilerine atalarımızdan miras kaldığını söyledi. Dr. Shishani, “Rus soykırımına karşı elimizden geleni yapmalıyız ve Kafkas halkları olarak zalim Rusya’ya karşı birlik olmalıyız. Eğer birlik olursak onların Tiranlarını ancak yıkabiliriz. Rus soykırımından dolayı halkımız çok acılar çekti. Tehcir edilme acısının tadını bizim kadar yüreğinde hisseden topluluk yoktur. Biz hala atalarımızın dedelerimizin topraklarına giremiyoruz. Dedem Yahya hep şöyle derdi: ‘Ben Çeçenistan’da olmak ve kendi ata topraklarımda ölmek istiyorum.’ Milletimiz hep bu özlemle yaşadı. Ben Ürdün’de yaşayan dördüncü göbeğim ve yuvama geri dönmek istiyorum” diye konuştu.
BİZE BU ZULMÜ MÜSLÜMANIZ DİYE YAPIYORLAR
Konferansta Dağıstan’daki ve Kafkasya’daki insan hakları ihlallerinden bahseden Şamil Magomedov, “Rusların, bizi asırlardır kendi topraklarımızdan sürgün ettikleri yetmezmiş gibi imanımızın esasını oluşturan temelleri de yok etmek istiyorlar. Bazı örnekler vermek gerekirse, her türlü din dersini yasaklıyorlar. Allah cc ismi geçen tüm kitapları topluyorlar. Evinde Allah cc isminin geçtiği kitapları tutanları terörist ilan ediyorlar. Hiçbir hukuk kuralı tanımayan Ruslar sadece bununla da kalmıyor, büyük âlimlerimizi ve hocalarımızı faili meçhul cinayetlerle katlediyorlar. Yine aynı şekilde Cuma namazı sırasında inanılmaz insanlık dışı davranışlarda bulunuyorlar. Cuma namazına giden herkesi arıyorlar kimliklerini kontrol ediyorlar. Cuma kıldıran imamları gözaltına alıyorlar ve halkımızı yıldırıp Cuma namazına gitmelerini engelliyorlar. Dağıstan’da ölümler ve insanların kaybolması doğal hale gelmiştir. Rus orduları ve savaş araçları köylerimizi abluka altında tutup, ailelerimizi tehdit ediyorlar. Bizim halkımızın tek suçu ise Allah cc inanmalarıdır. Bunu bize sırf Müslümanız diye yapıyorlar” şeklinde konuştu.