Özgürlük, demokrasi, insan hakları, eşitlik gibi insani değerlerden dem vuran Avrupa, söz konusu İslam olunca “Tek dişi kalmış canavar”a dönüşüyor. Bilimde ve teknolojide ilerledikçe insanlıkta, maneviyatta hızla geriye giden Avrupa, kibar tavırlar, süslü kelimelerin arkasına sakladığı 14 asırlık İslâm düşmanlığından bir an olsun vazgeçmedi. Yeri geldi camilere kesik domuz başı attılar, yeri geldi başörtülü kadınlara taciz ve saldırıda bulundular, camileri ve minareleri yasakladılar, hatta yeri geldi Müslümanları yakarak öldürdüler. Avrupa aşkıyla yanıp tutuşanlara, muasır medeniyet zırvalarıyla Batı’ya koşanlara, AB’nin kapısında yatanlara daha nasıl anlatmak lazım: Avrupa Avrupa dediğin KÜFÜR BİRLİĞİ. Anlayın artık!

Almanya’da Tanıktan Başını Açması İstendi

IRKÇI bir Alman hâkim, Berlin’de bir davada tanık olan Zehra Ulutürk’ten başını açmasını istedi. Yapılan İslâm karşıtlığı büyük tepki toplarken Ulutürk ailesinin avukatı Aras, “Hâkimle ilgili görevi kötüye kullanma suçundan şikâyette bulunacağız” dedi. Zehra Ulutürk’ün eşi Osman Ulutürk, Alman hâkimin eşinden şahitlik yapabilmesi için başörtüsünü çıkarmasını istemesini aşağılayıcı bir durum olarak niteleyerek, “Bu olay beni derinden üzdü. Bu apaçık İslam karşıtlığıdır, ayrımcılıktır. İnancından dolayı başını örten birine, takınılan bu tavır ırkçılıktır” dedi.

Teröristler ihvan’a terörist diyor!

Siyonizm’in baskısıyla önce Mısır’daki darbeci yönetim, ardından da bazı işbirlikçi Arap ve Batı ülkelerinin sözde ‘terör örgütü’ ilan etmesinden sonra, İngiliz hükümeti de Müslüman Kardeşler teşkilatına (İhvan) karşı soruşturma kararı aldı. Siyonistlerin baskısıyla atılan bu adımla Müslümanlara güvenmediğini kanıtlamış olan İngiltere’nin soruşturma komisyonunda darbe yanlılarına yer vermesi İngiltere’de de Müslümanlara nasıl bakıldığı ve bu ülkede önceden sipariş kararlarla adaletin esamisinin okunmadığını belli oluyor.

Yunanistan’ın Kafası Hiç Değişmedi

YILLARDIR ‘komşu komşu’ diye Türk toplumunda sempati uyandırılmaya çalışılan Yunanistan’ın İslâm düşmanlığından hiç ödün vermediğine bir örnek daha yaşandı. Atina Belediye Başkan Adayı Spilyotopulos’un “cami için referandum” önerisine Din İşleri’nden “bu bizi dünyaya rezil eder” gibi akıl almaz bir tepki geldi. Din İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yorgo Kalancis, cami yapımının referanduma sunulmasının ülkeyi “rezil” duruma düşüreceğini savundu. Bu tavır, Yunanistan’ın İslâm düşmanlığı konusunda olumlu anlamda bir adım bile atmadığının net göstergesi.

Katilden adalet mi beklenir?..

SREBRENİTSA katliamının baş sorumlusu Hollanda, yargıtayın geçen sene onayladığı, 1995’teki soykırımda hayatlarını kaybeden üç Bosnalının ölümünde bu ülkenin sorumluluğu bulunduğu kararıyla bağlantılı verilecek tazminat miktarını hâlâ belirlemedi. Mahkeme kararına rağmen uzun zamandır açıklanmayan tazminat miktarları aileleri hayal kırıklığına uğrattı. Geçen senenin sonlarında alınan karara rağmen o günden bu yana başka bir gelişme yaşanmaması Hollanda’nın adalet anlayışı ve sözde pişmanlığını gözler önüne seriyor.