Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Birilerinin topu, tüfeği varsa, birilerinin her türlü hilesi, hurdası varsa, neyi olursa olsun bizim Allahımız var, bize o yeter. Bize millet yeter, millet, siz yetersiniz. Güzel bir kelamı kibar; ‘Allah bes, baki heves’. Yani Allah yeter, geri kalan hevadır, heves” dedi. Başbakan Erdoğan, Konya Büyükşehir Belediyesi Spor ve Kongre Merkezinde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Konya’nın, 81 vilayetin sesini Somali’de, Myanmar’da, Afganistan’da, Kosova’da, Bosna’da ve dünyanın bütün başkentlerinde duyurmaya devam edeceklerini, Mevlana’nın sevgi, dostluk, kardeşlik mesajlarını tüm dünyaya taşımayı sürdüreceklerini söyledi. “Allah’a hamdolsun bu yaşıma kadar Konya’ya diğer 80 vilayetin hepsine başımız dik, alnımız dik ve ak geldik. Bunda sonra da Hazreti Mevlana, Alaaddin Keykubat’ın, Kılıçarslan’ın huzuruna inşallah başımız dik, alnımız ak çıkacağız” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Birilerinin topu, tüfeği varsa, birilerinin her türlü hilesi, hurdası varsa, neyi olursa olsun bizim Allahımız var, bize o yeter. Bize millet yeter, millet, siz yetersiniz. Güzel bir kelamı kibar; ‘Allah bes, baki heves’. Yani Allah yeter, geri kalan hevadır, heves. 11 yıldır ülkemizin hizmetindeyiz, milletimizin hizmetindeyiz, sizin yüklediğiniz vazifeyi yerine getirmenin derdi, çabası, gayreti içindeyiz. Türkiye’yi büyütmek için, Türkiye ekonomisini büyütmek, kardeşliğimizi daha da yüceltmek için 11 yıldır mutlu bir mücadele içindeyiz.
Sizlerin desteğiyle, Türkiye’yi 11 yılda 3 kattan fazla büyüttük. ihracatıyla, yatırımlarıyla, istihdamıyla, üretimiyle Türkiye’yi istikrarlı, güvenli bir zemine kavuşturduk, her anlamda Türkiye’yi normalleştiriyoruz. Anlamsız yasakları, anlamsız baskıları, zulümleri tek tek ortadan kaldırıyoruz. Milletimizin değerlerini yok sayan, insanımızın kimliğini, inancını, kutsallarını tahkir eden, asli vazifesini unutup vatandaşının diliyle, türküleriyle, kutsal değerleriyle, kılık-kıyafeti, yaşam tarzıyla meşgul olan bir devlet anlayışını artık tarihe havale ediyoruz. Başörtüsü zulmünü ortadan kaldırdık, üniversitelerde çocuklarımız istedikleri gibi eğitimlerini görüyorlar. Kamuda hanım kardeşlerimiz başı açık ya da örtülü çalışabiliyorlar, TBMM’de vekiller tıpkı asiller gibi başı açık ya da başı örtülü vazife yapabiliyorlar. Biz yasakları kaldırıyor, milletimizin önüne seçenekler koyuyoruz, seçenekler koyuyoruz, tercihler koyuyoruz. Hiçbir dayatma içinde değiliz hiçbir dayatmaya da müsamaha göstermiyoruz. Birinden alıp, diğerine vermiyoruz.”
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bir müjdedir; 21. yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacak. Bunu engellemeye çalışacaklar, bunu durdurmaya çalışacaklar, bunu yavaşlatmaya çalışacaklar, ama bu aziz millet, ülkesine bayrağına, vatanına, devletine sahip çıkarak bu kutlu yürüyüşü inşallah tamamına erdirecektir. Ayfonkarahisar’dan yola çıktığımızda bir şey söyledik. O zaman dedik ki ‘biz, bu millete sevdalıyız, biz Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle bu millete sevdalıyız ve tek millet’ dedik. Çünkü biz, yaradılanı yaratandan ötürü seviyoruz.
‘Tek bayrak’ dedik, bizim bu bayraktan başka bayrağımız yok, bayrağımızın rengi şehidimizin kanıdır, hilalimiz bağımsızlığımızın ifadesidir, yıldızımız şehitlerimizin simgesidir, onun için bayrağımıza alternatif tanımıyoruz. Şairin dediği gibi; bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Öyleyse bizim için tek vatan... 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Bu vatan bize yeter, hepimize yeter ve bu vatan üzerinde kimse ameliyata kalkışmasın, operasyona kalkışmasın, kalkıştığı anda karşısında bizi bulur. Tek devlet, o Türkiye Cumhuriyeti devleti. Başka bir şey tanımamız mümkün değil, bu kararlılıkla geleceğe yürüyoruz.”
“HAK MÜCADELESİNDEN ASLA AYRILMAYACAĞIZ”
“Konya’da bir kez daha söz veriyorum. Sizin itimadınıza, güveninize asla halel getirmeyeceğiz” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Sizin açtığınız yoldan, sizin çizdiğiniz istikametten asla ayrılmayacağız. Hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğiz. Siz arkamızda olduğunuz müddetçe Allah’ın izniyle geri adım atmayacağız. Haktan ve hak mücadelesinden asla ayrılmayacağız. Kardeşlerim, istedikleri kadar çirkin yollara tevessül etsinler. İstedikleri kadar kirli ittifakların içine girsinler buradan, Konya’dan bir kez daha tekrar ediyorum, Türkiye’de artık söz milletindir, karar milletindir, yetki milletindir, mühür milletin elindedir. Arkasına karanlık odakları alanlar, çeteleri alanlar bu ülkeye, bu millete istikamet çizemezler. Arkasına sermayenin, medyanın gücünü alanlar bu ülkenin istikametini değiştiremezler. Arkasına Türkiye içinde ve dışında bir takım karanlık çevreleri alanlar Türkiye’nin istikametiyle oynayamazlar, Türkiye’nin ayarlarını değiştiremezler. Türkiye üzerinde operasyon yapılacak, üzerinde ameliyat yapılacak bir ülke değildir. Millet buna izin vermez. Bu milletin hükümeti olarak AK Parti iktidarı buna izin vermez. Kimin ne hesabı varsa, kendilerine güveniyorlarsa 30 Mart’ta seçim var, o seçime girsinler hesabı orada milletle görüşsünler. Hesabını sandık dışında görmek isteyenlere ne millet ne de biz müsaade etmeyiz, göz yummayız. Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir. Türkiye, milletin çiğneneceği, milletin kararlarının yok sayılacağı 3. sınıf bir kabile devleti değildir. İçeriden ya da dışarıdan hiç kimse benim ülkemi karıştıramaz, benim ülkemde çirkin tuzaklar kuramaz. Terör, bu millete diz çöktüremedi, diz çöktüremez ve diz çöktüremeyecek.”
“BİZE DAHA NE GEREK”
“Saldırılar, tuzaklar bu millete diz çöktüremedi, bundan sonra da çöktüremez” vurgusunu yapan Erdoğan, şunları kaydetti: “Allah’a hamdolsun ben şunu biliyor ve hissediyorum, Bayburtlu neneler bizim için dua ediyorlar. Erzurumlu yaşlı amcalar bizim için dua ediyorlar. Van’da, Diyarbakır’da, Muş’ta, Bingöl’de, Bitlis’te, Şanlıurfa’da kardeşlerimiz bize Allah razı olsun diyorlar. Rize’de, Trabzon’da, Antalya’da, Hatay’da, Muğla’da, İstanbul’da, Edirne’de, Ankara’da, Çorum’da, Yozgat’ta kardeşlerimiz seccadelerinin üzerinde bizim için dualar ediyorlar. İşte Konya burada. Mevlana’nın şehri bize dua ediyor. Kılıçarslan’ın şehri bize dua ediyor, Sadreddin Konevi’nin şehri bize dua ediyor. Biz daha ne isteyelim, bize daha ne gerek.” Erdoğan: Hakan
milletvekilliğinden de ayrılmalı
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’daki yolsuzluk ve usulsüzlük operasyonuyla ilgili “Bunların hepsi bir adli süreç. Neticelenmeden bir şey söylemem doğru olmaz” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki helikopter kazasıyla ilgili bir soru üzerine, “Bildiğiniz gibi bir binbaşı, bir üsteğmen, iki teknisyen astsubayımızın şehit olduğu, böyle bir elim kaza oldu. Şu anda henüz sebepler üzerinde teknik çalışmalar sonuca ermiş değil” dedi.
İSTANBUL MERKEZLİ OPERASYON
Erdoğan, bir gazetecinin İstanbul’da sabah başlayan operasyonda gözaltına alınanlar arasında, kabineden üç bakanın oğlunun da bulunduğunun iddia edildiğini belirtmesi üzerine, “Bunların hepsi bir adli süreç. Neticelenmeden bir şey söylemem doğru olmaz” yanıtını verdi.
Hakan Şükür’ün, AK Parti’den istifasına ilişkin, “Böyle bir istifayı bekliyor muydunuz” şeklindeki soruyu da yanıtlayan Erdoğan, “Arkadaşlar tabii böyle bir şey beklediğimi söylemem yanlış olur. Beklemem. Çünkü böyle bir şeyi doğrusu kendisine de yakıştıramadım, yakıştıramıyorum ama biliyorsunuz her söz sahibinindir. Dolayısıyla her söz sahibini bağlar. Bu süreç içerisinde parti genel başkanının takındığı tavır ortadadır ama böyle bir tavır takınmış bir genel başkana, partiye karşı ve bu tür açıklamaları kendisinden veya bir başkasından duyamam. Yapmış olmasını yadırgıyorum, doğru bulmuyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“Hakan Şükür, sizin davetinizle partiye gelmişti. Ayrılması sizi üzdü mü” şeklindeki soru üzerine de Erdoğan, şöyle konuştu:
“Niye üzüleyim? Gönül şunu arzu ederdi; Bir insan eğer bir partinin bayrağı altında seçime giriyorsa ondan sonra o partiyle hareket eder, ayrılıyorsa da sadece partiden ayrılmaz, eğer dürüstse o zaman Parlamento’dan, milletvekilliğinden ayrılır, çünkü bağımsız olarak Parlamento’ya gelmiş değilsin. Olması gereken şey. Aslında işin ahlaki yönü bunu gerektirir. Ama tabi bu herkese nasip olan bir şey değil.”
Davutoğlu: Artık borç veren ülkeyiz
KONYA - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin artık borç isteyen, yardım talep eden bir ülke olmadığını belirterek, “Aksine borç veren, nerede bir yardım talep eden varsa, ‘bize yardımcı yok mu?’ diye Rabbine niyaz eden varsa, yüzlerini döndükleri bir merkez ülke oldu” dedi.
Davutoğlu, Konya’da, yapımı tamamlanan 10 bin kişilik Spor ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen, 115 tesisin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, bugün, Şeb-i Arus’un bir manevi iklimine daha girdiklerini belirtti.
Bu manevi iklimin, manevi bir bereketle birlikte hizmet bereketini de beraberinde getirdiğini ifade eden Davutoğlu, “Sayın Başbakanımıza minnettarız, bu hizmet bereketinin öncülüğünü yaptıkları için... Ülkeler ile şehirlerin kaderleri arasında paralellik vardır. Bir millet, bir ülke yükseliyorsa, onun şehirleri, o kaderin bir parçası olarak yükselir” dedi.
Davutoğlu, Türkiye’nin 10 yıllık büyük bir restorasyonun içinden geçtiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti, artık borç isteyen, yardım talep eden bir ülke değil. Aksine borç veren, nerede bir yardım talep eden varsa, ‘bize yardımcı yok mu?’ diye Rabbine niyaz eden varsa, yüzlerini döndükleri bir merkez ülke oldu. Bu merkez ülkenin merkez şehri de bu yükselişle birlikte, hem ülkemizde hem çevre bölgelerde hem de dünyada tanınır bilinir. Nasıl ilk kadim medeniyetimizin kuruluşunda olmuşsa bundan sonra da yollar, ilim, ticaret, enerji, bu merkez şehir üzerinden akacak. Bu akışı, sağlayan bu akışa öncülük eden, Konyalı olmamakla birlikte aslında birçok Konyalı’dan daha çok Konyalı olan ve her zaman bunu gururla ifade eden Başbakanımıza tüm Konyalılar adına şükranlarımı ifade etmek istiyorum.”